Kalmasın Ellerim Sizlerden Uzak

Bedrettin Cömert
Ezgiler tutturabilirsiniz İsterseniz özgürce ağlayabilirsiniz Çöreklendiği zaman evrende Amansız, yücesiz bir hiç Yıldızları yağdırabilirsiniz gökten Çağıl çağıl öpücüklerinize Ama sevemezsiniz taş çatlasa geceyi Ama en geçilmez yerinde karanlığı
soyunup sevişmekten korkacak yine yine sap gibi kalacak güzelliğiyle. bir önyargıya kurban gidecek bin içimlik memeleri korkacak sevişip ezgi olmaktan
Reklam
öp beni ıslak bir güvercine eğilir gibi ayrılma gözlerimden tükenmesin suyumuz yetmiyor sularımız karanfillere kanımızı mı, kullanıyoruz yoksa
Sonuçsuz kavgalarla doluyum yalnızım tek duvar benim karanlıkta kendimi yankılayan ölgünüm bu türkü çok yaşlandı artık bu maviye her zaman tanıklık edemem anlamıyor musunuz kendimi yanıtlamaktan usandım .... yeter ki ölümüm gürültülü olsun....
Sen bilmem kaçıncı düşünde sendeliyordun sabahları oysa kızgın kayalar gibi pul puldu dudakların...
seni görüntülerden kurtarıp yeni kavramlara dökmek seni bütün karanlığınla anlamak demektir her şey kesin yeltenmek olumsuz denklem
Reklam
hiç aya bakmadım kaptırmadım yıldızlara içimdeki, uğultuyu kimsesiz sevdim seni ve nedensiz özlem midir bunca sızlayan içimde zaman mıdır duygularımın yetmediği sabahı düşünerek yatmak kadar güzelsin sevgilim bu akşam akşamların en azı bu akşam bu güzellik gelmeyen anıların
Olimpos'ta bir Tanrı yaşıyordu kitaplar arasında kaskatı şimdi İliklerime işliyorsun... Çocuksu göğsünü okşuyorum geceler boyu Hadi masallar anlat bana...
"... neyiz ki sevgilim bir sevmeyi biliriz biz bir hayal etmeyi bir de hayallerde gerçeği görmeyi.."
Reklam
nasıl derseniz öyle olsun Kalmasın ellerim sizlerden uzak birleşsin umudum en güzel eylemlerinize erisin et. . yitsin boşluk bir biz kalalım çirkinliklere inat!
Soru işareti çok elzem değil!
Şimdi bana yönelmiştir gök mavisi tutkuların Duyuyor musun suskulu odalarda boşalmışlığımı Çığlığa benzer ezginliğimi duyuyor musun
"... iliklerime işliyorsun ığıl ığıl çocuksu göğsünü okşuyorum geceler boyu hadi masallardan anlat bana ak sevilerden hadi "kale yolu" türküsünü söyle hadi kırk yaşamalarıma.."
yerleşik, bir noktada hep aynı toplama işlemini yapıyordu naftalin olduğu zaman atlar kişnemezdi ona göre ama atlar odalara girdikleri zaman koskoca bir mart ayı alıp gidiyordu en genç naftalinleri ve çenesi çıkmış bir yüz gibi anlamsız çıngıraklarla hep aynı toplama işlemini yapıyordu yerleşik bir noktada.
Resim