İnsan annesinden doğunca gözünü annesiyle beraber tarihin kucağında aşar. Verili tarihin etkisi insanın yaratılırken ki bakir zamanına hükmeder. İyiliği ve kötülüğü istemede eşit bir orana sahip olan insan, dahil olduğu tarih kesitiyle duruluğunu kaybeder.
Kendisindeki mıknatısiyet ve dışarıdaki baskın propaganda ile senkronize olan insan, sırtında oluşan bagajla Kur'an-ı Kerim'in kapağını açar. Tam bu noktada çeşitlilikte rakipsiz olan insan ya Kur'an ile kendi bagajının kapağını açarak kendi gerçekliğiyle yani kirlenmiş aklıyla, eksen tutmayan kalbiyle, bilinen ile bilinmeyen huylarıyla yüzleşir; ya da Kur'an ile mevcut çürümüşlüğünü kamufle ederek salihlerin hal ve hareketlerine bürünerek sahtekarlığına yeni bir boyut katar.