Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kamburlar, Kaçaklar ve Kurbağalar

Sinem Torun

Kamburlar, Kaçaklar ve Kurbağalar Sözleri ve Alıntıları

Kamburlar, Kaçaklar ve Kurbağalar sözleri ve alıntılarını, Kamburlar, Kaçaklar ve Kurbağalar kitap alıntılarını, Kamburlar, Kaçaklar ve Kurbağalar en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
- Şu gemiler de olmasa canı sıkılırdı denizlerin, değil mi?
Suçsuzluğu suç bildirmişlerdi onlara. Suçsuzluğu yük edinmişerdi omuzlarına. Suçsuzdular, suçsuzduk, suçsuzdunuz, susturdular! Elleri kanlıysa şimdi ne olmuştu? Onlar, yerde yatan cesetlerin ısırıklarıydı. Dişleri kalmıştı etlerinde. Yer açılmalıydı dünyada. Ölmeliydi tüm büyükler!
Reklam
- Sezgi... - Efendim canım? - Yıldızlara doğru üfler misin, merak ediyorum hepsini birden söndürebilecek misin?
Yalnızca yürüyordu. Bir de yürüyordu işte. İki kış, üç yaz geçmişti belki de kim bilir. Elleri henüz doğmamıştı ki vardığı yerde sefalet ve ihtişamı, eski ile yeniyi, Doğu ile Batı'yı, siyah ile beyazı bir arada görmüştü. Burnuna nehir kokusu geliyordu. Nehir ve baharat. Yaslı baharat kokuları yani Hindistan. Bir sürü insan geçip gidiyordu yanından, tanımıyordu. Mesela az önce çiçeğe gülümseyen adam "Tanrı sükûttur." diyen Hint bilgesiydi belki de. Ya da "Gökte bir tek ay var, akisleri sonsuz. Her testinin suyunda başka bir ay." diyen Hint bilgesi, kuyunun suyunda ayı seyreden şu çocuğun büyük büyük dedesiydi belki, kim bilir. Kim bilir?
"Tüm yaşadıklarımı susmak istiyorum."
Sayfa 52 - Dergah YayınlarıKitabı okudu
Benzi soluk bir elmanın içinden solmamış bir çiçek çıktı. Sonra söylemek istediği şeyi söyledi, duydum ben: "Tanrı var ve yaşıyor." Akşamın gözlerinden yaş akıyordu.
Reklam
Masalın Sırrı
Oysaki ben seni saklayacak olsam önce elmandaki diş izlerinden başlardım. O çok sevdiğin kuşları, kuşları sana sevdireni, sonra güvercinlerin ayak izlerine basarak yürüyüşünü anlatırdım herkese. Saklardım seni. Küçücüktün. Sineme sığardın.
Alışık olmadığım bir şey bu. İncir ağacım her sabahki gibi hapşırmıyor. Halbuki hapşırınca incirler bal doğururdu, kuşları emzirirlerdi. Güz mü geldi, yazın bereketi mi düştü kırıldı gökten? Dedim ya, bilemiyorum işte. Dedeme inanmalıydım belki de. "Yazlar da biter oğul!" derdi. Aldırmazdım. Yazları özleyemeyecek kadar gençtim o vakitler. Birdenbire yaşlandım sonra, birdenbire oldu. İnanamadım.
Dışarı çıkmak için sabahı beklememeliyim. Ne de olsa ölümü düşünerek yaşıyorum. Böyle yaşayan birine zaman hep azdır.
Reklam
Hatırla! Sen holdeki aynayı incelerken anlatmıştı 'o adam'. Aynanın sırrı metal kaplamadır demişti. Denizi kaldır da arkasına bak, metal kaplama yok. Ama ben kendimi görüyorum işte, görüyorum!"
Üzerimden çok kuşlar geçti, kuşları ezberledim. Savrulan yaprakları ezberledim, elde var hüzün. Yağmuru ezberledim. Yağmuru anlatamayacak kadar iyi ezberledim.
Son gördüğü, bir incirin dalından düşüp patlamasıydı ve son sözü: "Öyleyse varım."
Sayfa 11 - Dergah yayınlarıKitabı okudu
Sizi sarsacak kelimeleri biliyorum. Fakat doğru dizilişi bir türlü bulamıyorum.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.