Bir erkek bir kadını ne kadar sevebilir ki?! İşte bunun cevabını bu gerçek aşk hikayesinde bulabilirsiniz. Dumas'ın kendi gerçek yaşamından alınmış efsanevi bir aşk. Hikayede genç, asil,soylu, kibar hukukçu olan Arnald, güzeller güzeli hayat kadını olan Marguerite' ye olan sonsuz aşkını anlatır. Derler ya aşk nekadar çok olur ise , o kadar kıskançlık, nefret, acımasızlık, intikam da o kadar güçlü olur. Ben bir erkeğin aşkını kadına göre daha ihtiraslı buluyorum, kendi fikrimce,kitabı ben bırakamadım o yüzden. Arnald Marguerite'yı öyle güzel sevmiş ki, iliklerinizde hissedeceksiniz. Aşk duygularımı çok kabattı bu hikaye. Son cümle ise oldukça aklıma kazındı : 'Gene söylüyorum,Marguerite'in öyküsü kuraldıșı bir olay ;ama hergün rastlanan türden birşey olsa, yazmak çabasına değer mi?' Okumanızı şiddetle öneririm. Herkes bir cümle de kendine ait şeyler bulucak. Herkes sevilmeyi, sevmeyi hakeder değil mi? Herkesin gerçek aşkını bulması ve aşkın mutluluğu ile sarhoş olması dileğimle...