Ahmet ceketsiz, yarısı budanmış bir ağaç gibi kımıldanarak sol eliyle tezgâhı temizliyor. Terlemiş. Düşük bıyıklı, sarı yüzünde ter ışıltıları. Büyük bir güçlükle çalıştığı belli. Sanki tezgâh kara, kabarmış, öylece donakalmış bir deniz dalgası ve o bu dalgayı tek kürekle aşmak isteyen harap bir sandal.