Bir varmış bir yokmuş,
bir Melek'le şeytan lades tutuşmuş.
Ve kemiğin kırılmasıyla dünya ikiye bölünmüş.
Duman ve Kemiğin Kızı'nın ikinci kitabı olarak bu kitapta ilk kitapta olduğu gibi akıcı bir şekilde kendini okutturmayı başarıyor. Başlarda sıkıcı olmasa da fazla heyecanlı ilerlemiyor lakin olaylar ilerlemeye ve merak uyandırmaya devam ediyor. Daha çok karakterleri, karakterlerin duygularını, duygu yoğunluklarını ve iki grubun yani "Kimeraların-Meleklerin" dünyasını, onların dünyalarında gelişen olayları görüyoruz. İlk kitapta anlatılan olayların, durumların daha detaylı irdelendiğini görüyoruz. Yine ilk kitapta olduğu gibi bu kitapta da olayların sanki içindeymişiz gibi sanki olayların baş kahramanı bizmişiz gibi oluyoruz tüm kitap boyunca. Kitabın sonlarına doğru beklenen heyecan geliyor ve baya bir yükseliyor. Kitapta en sevdiğim karakter olarak da Akiva'yı söyleyebilirim. Akiva'nın her şeye rağmen güzel düşüncelere, umutlu yarınlar düşlemesine, samimi ve içten duygulara sahip olmasına ve de Karou'ya olan sadakatine Karou'ya olan aşkına sahip çıkmasına şahit olmamak mümkün değil. Ve son olarak da şunu söylemek gerekirse; acının samimi bir yanı vardır derler ve bu acının, bu samimiyetin Akiva'da çok güzel bir şekilde işlenmiş olduğunu görüyoruz.
Okumuş olanlara ve alıp okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar...