Kanla Abdest Alanlar

Ergün Poyraz

En Beğenilen Kanla Abdest Alanlar Gönderileri

En Beğenilen Kanla Abdest Alanlar kitaplarını, en beğenilen Kanla Abdest Alanlar sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kanla Abdest Alanlar yazarlarını, en beğenilen Kanla Abdest Alanlar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Said-i Nursi, Kurtuluş Savaşı sırasında insanlarımızı sırtından vuran Kürt Teali Cemiyetinin 3 numaralı kurucusudur. Yine Kürt Neşri Maarif Cemiyeti-nin kurucuları arasındadır. Sultan Abdülhamit, onu bu zararlı faaliyetlerinden dolayı önce tımarhaneye sonra da hapse göndermiştir.
Reklam
1959 yılında vaizlik sınavına giren fetullah gülen diyanet işleri reisliğinin müşavere ve dini eserler inceleme heyetinin 196. Sayılı belgesine göre; Ayeti kerimeden zorlanarak ancak altı alabiliyor, Kelamda ise beşi zor buluyordu. Oysa küçük dünya kitabında dört yaşında Kur'an ı hatmettiğini ve namaza başladığını çok büyük bir övünçle anlatıyordu.
Son söz olarak fazla bir şey söylemeden Ulusal Kurtuluş savaşımızın kahramanı Atatürk’ün bir sözüyle satırlarımızı bitirelim: “Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz, milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki din; Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa takımının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler iğrenç kimselerdir. İşte biz bu vaziyete muhalifiz ve buna müsaade etmiyoruz. Bu gibi din ticareti yapan insanlar saf ve masum halkımızı aldatmışlardır. Bizim ve sizlerin asıl mücadele edeceğimiz ve ettiğimiz bu kimselerdir.”
Cumhuriyet ve Ulusal egemenlik kültürünün temel taşlarından olan Köy Enstitüleri’nin ve Halkevlerinin kapatılması, demir yolu çalışmalarının yavaşlatılması hatta durdurulması, sanayileşmenin çökertilmesi, madenlerin yağmalanması bu sürecin en net göstergeleriydi. Batılı müttefikler tarafından dayatılan Türkiye ‘Hür Dünya’nın meyve ve sebze bahçesi ve tahıl ambarı olmalı düşüncesi benimsenip uygulamaya konuluyordu. 1946 yılından itibaren hızlanan dinin yeniden siyasallaştırılması yönündeki politik tavır, Cumhuriyet düşmanı gerici çevreleri harekete geçiriyor, yeniden eski ayrıcalıklı sınıflar üstü sınıf olma özlemleri, iştahlarını kabartıyordu. Din ve dinden çıkar sağlamanın yolları 1940’lı yılların sonlarına doğru siyasilerce yeniden hatırlanır hale geldi. O tarihlerdeki siyasi iktidarın seçim yatırımı amacıyla dizginleri iyice elden bırakması sonucunda, “din” siyaset malzemesi olmaya başlamıştı
Fetullah Gülen adının başına Nüfus kâğıdı gibi hiç bir resmi belgede olmayan “M” harfini ekliyordu. Kendisini olağan üstü göstermesinin bir başka yansıması da bu harfin anlamında gizliydi. Fetullah Gülen, İsminin başına koyduğu “M” harfiyle; “Kürt Said’in tohumlarını attığı büyük karışımın sonucunda ortaya çıkacak, beklenen Mesih benim” diyordu. Gülen, Nasihlerin Mesihle aynı olduğunu Mesih’i temsil edeceklerini söylüyordu.
Reklam
79 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.