Şunu başta bilmemiz gerekir ki; kanser, bize öğretildiği kadar korkunç bir hastalık olmayabilir. Gazete haberleriyle, televizyon programlarıyla, sinema filmleriyle, müthiş bir dezenformasyona tabi tutulmuş olabiliriz. İlaç şirketlerinden, hastanelerden ve doktorlardan oluşan devasa bir sistem, bizi yaklaşık yüz yıldır yönlendirmiş ve beynimizi yıkamış olabilir. Kanser hakkında bize öğretilenlerin, tümü yanlış ve yalan olabilir. Ve biz, bu kurumsal yönlendirmeden ötürü, bizi kurtarsınlar diye her defasında müstakbel katillerimizin ayaklarına kapanıyor olabiliriz.
Eğer böyleyse, dünyaya inanılmaz bir zavallılık hakimdir ve bütün bu yapılanlar iğrençtir.