Kapitalizm

Claude Jessua

Sayfa Sayısına Göre Kapitalizm Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Kapitalizm sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Kapitalizm kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Kapitalizm" terimi, sonundaki "-izm" ekine rağmen, ne bir zeka ürünüdür ne de teorik bir sistemdir. XIX. yüzyıl­ da Proudhon, Pierre Leroux ve Blanqui gibi Fransız sos­yalistlerinin uydurduğu, kendi dönemlerinin ekonomik ve toplumsal sistemini belirtmekte kullandıkları bir terimdir. Onlar bu sistemin yerine az çok uzun vadede "sosyalizm"in geçeceğini ummuşlardı.
Sayfa 7 - pdf.
"Kapitalizm" terimi, sonundaki "izm" ekine rağmen, ne bir zekâ ürünüdür ne de teorik bir sistemdir. XIX. yüzyılda Proudhon, Pierre Leroux ve Blanqui gibi Fransız sosyalistlerinin uydurduğu, kendi dönemlerinin ekonomik ve toplumsal sistemini belirtmekte kullandıkları bir terimdir. Onlar bu sistemin yerine az çok uzun vadede "sosyalizm"in geçeceğini ummuşlardı. Bu arada, belirtmek gerekir ki, ne Marx ne Engels bu terimi özellikle kullanmıştır. Onlar "kapitalist üretim tarzı"na ya da "burjuva ekonomisi"ne gönderme yapmışlardı ki elbette bu da sonuçta aynı anlama geliyordu. Bu yeni uydurma sözcük, doktrincilerin katkıları sayesinde çok kısa sürede adaletsizlik ya da sömürü kavramlarıyla birlikte anılarak, kötüleyici bir yananlam edindi. Bu nedenle, liberal yazarlar, bu terimin yerine, "serbest teşebbüs ekonomisi" ya da "pazar ekonomisi" gibi daha yansız olduğunu düşündükleri deyimler koydular.
Reklam
"Kapitalizm" teriminin kendisi bile, yine de üzerinde düşünmeyi hak etmektedir.
Sayfa 8 - Dost KitabeviKitabı okudu
Gerçekten de, yalnızca üretim maliyetlerini karşılamak değil, dahası, bir artık -kâr- elde etmek de söz konusuydu. Bu artık, yeniden yatırıma dönüştürülecek ve böylece işletmenin büyümesi sağlanacaktı; çünkü büyüme yasası ortak çıkarların yasasıydı. Bu bakış açısı bir ulus ölçeğine yayıldığında kapitalist bir ülkenin ekonomisi büyümeyi hedef alan bir sistem olarak kabul edilir; büyüme, servet büyümesidir ve kümülatif biçimde işler. Başka deyişle, duraklama hali kapitalizmin özüne yabancıdır.
schumpeter:
kapitalizmi tanımlayan şey üretim araç­larının özel mülkiyetidir; mübadele aracılığıyla, başka deyişle, pazar aracılığıyla kararların koordinasyonudur; son ola­rak da, finans kurumları sayesinde sermaye birikimi, başka deyişle, kredi yaratmadır. bu tanım, kapitalizmi sosyalizmle karşı karşıya getirir ve çağımızdaki büyük çatışma bu iki sis­temin çatışmasıdır.
Sayfa 9 - pdf.
komünizm, acilen gerçekleştiri­lemeyecek bir idealdi dolayısıyla, "herkesten yeteneklerine göre, herkese emeğine göre" özdeyişi uyarınca uzun bir geçiş evresinden geçmek gerekecekti. "sosyalizm", bu geçiş reji­mine ruslar'ın verdikleri ad oldu. iktidardaki tek partinin adı "komünist parti" olsa da, 1980'li yılların sonuna kadar sovyetler birliği ve çeşitli "doğu ülkeleri" bu terimle nite­lendi. schumpeter'in sosyalizm tanımı buna gayet iyi uygu­lanır. 1980'li yılların başında, uzmanlar, leonid brejnev'in önerisiyle, bu ülkeleri "reel sosyalizm" ülkeleri olarak ad­landırıyorlardı.
Sayfa 10 - pdf.
Reklam
komünizm kısa dönemde gerçekleşme­yecek gibi görünür; çünkü üretici güçlerin öyle gelişmesi gerekmektedir ki, kıtlık ortadan kaldırılmış ve insanlar ihti­yaç duydukları şeylere, paraya bile başvurmadan, doğrudan ve karşılıksız erişebilir olmalıdır.
Sayfa 10 - pdf.
Komünizm aslında teorik bir sistemdir. Marx'ın Gotha Programının Eleştirisi'ndeki (1875) deyişiyle, "herkesten yeteneklerine göre, herkese ihtiyaçlarına göre" formülüne denk düşenin komünizm olduğu düşünülebilir. Komünizm kısa dönemde gerçekleşmeyecek gibi görünür; çünkü üretici güçlerin öyle gelişmesi gerekmektedir ki, kıtlık ortadan kaldırılmış ve insanlar ihtiyaç duydukları şeylere, paraya bile başvurmadan, doğrudan ve karşılıksız erişebilir olmalıdır. Ruslar, "savaş komünizmi" (1918–1921) trajik deneyiminin ardından gerçeği kabul etmek zorunda kalmışlardı: Komünizm, acilen gerçekleştirilemeyecek bir idealdi. Dolayısıyla "herkesten yeteneklerine göre, herkese emeğine göre" özdeyişi uyarınca uzun bir geçiş evresinden geçmek gerekecekti. "Sosyalizm", bu geçiş rejimine Ruslar'ın verdikleri ad oldu. İktidardaki tek partinin adı "Komünist Parti" olsa da, 1980'li yılların sonuna kadar Sovyetler Birliği ve çeşitli "Doğu ülkeleri" bu terimle nitelendi.
günümüzde anladığımız ve tanımladığımız anlamıyla kapitalizmin başlangıcını ortaçağ'da saptayabiliriz çünkü ortaçağ toplumu homojen bir uygarlık olmaktan uzaktı.
Sayfa 13 - pdf.
ortaçağ toplumunun karakteristik biçim olarak, avrupa'da roma imparatorluğu'nun çöküşünün ardından doğduğunu hatırlamak gerekir. bu çöküşe yol açan da barbarların istilalarıyla gündelik yaşamın ekonomik ve toplumsal temellerindeki dayanaksızlığın giderek artmasıdır.
Sayfa 13 - pdf.
31 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.