Kapitalizme özgü toplumsal yapılardan kurtulmak, duygusal kölelikten kurtulmamızı sağlamaz. Tek başına, arzunun ve sarf edi-len güçlerin başıbozuk şiddetinden kurtaramaz bizi. Spinoza'nın
duygular konusundaki gerçekçiliği, bu noktada belki en çok Mark-
sist ütopyanın işine yarar: Sarsıp kendine getirir. Sınıfların ve sınıf
çatışmalarının tamamen tasfiyesiyle siyasetin ortadan kaldırılma-sı, proletaryanın zaferiyle bütün husumetlerin aşılması, sınıf çıkar-larından tamamen arınmış sınıfsızlığın ortaya çıkması... - bunla-rın hepsi post-siyasal birer hayalden ibarettir ve belki de Marx'ın
yaptığı en büyük antropolojik hata budur: Şiddeti kökünden yok edebileceğini sanmak; oysa en az tahripkâr şiddet biçimlenimleri-ni aramak dışında bir hedef olamaz ufkumuzda. Spinoza'nın belirt-
tiği üzere, şayet insanlar Bilge olsaydı, yani herkes aklın kılavuz-luğunu kabul etmiş olsaydı, ne yasalara ne de siyasal kurumlara ih-tiyaç olurdu. Ne var ki insanlar kesinlikle bilge değildir