Kapıyı İçeriden Kilitledim
Özlem N. YılmazKapıyı İçeriden Kilitledim Reviews
You can find Kapıyı İçeriden Kilitledim reviews, Kapıyı İçeriden Kilitledim book reviews, Kapıyı İçeriden Kilitledim ratings on 1000Kitap.
Özlem Narin okumaya Kapıyı İçeriden Kilitledim ile devam ediyorum.
Yüz sayfalık,kolay okunan,kurgu ile gerçeklerin harmanlanıp okuyucuya sunulduğu bir roman.
Özlem Narin kendisinin de uzun süre yaşadığı Beyoğlu’nun bize yıllar önceki halini,Beyoğlu’nda geçenleri ,6-7 Eylül olaylarının başlama sebebi ve olaylar sonrası geriye kalan Beyoğlu’nu ,karşılıksız bir aşkı ,bekleyişi okutuyor.
Seksenlerindeki ,Madam Marin şapkalarının sahibi Ruhi Sezerle ile yazar Alin Akyüz bir şekilde tanışıyorlar ve Ruhi Sezer yıllarca elinde günlük olarak tuttuğu defterlerin yazar tarafından düzeltilip roman haline getirilmesini istiyor . Alin Akyüz bunu kabul etmekle etmemek arasında gidip gelirken kendisini olayların içerisinde buluyor.
Özlem Narin kitabın sonunda küçük bir detayla da bizi şaşırtıyor.
Konu olarak klasik gelse de kitabı okurken bana Yeşilçam filmi seyrediyor tadı verdi.
Kitaptan not defterime kaydettiğim yerler,gidip görmek istediğim bir Apelyan Apartmanı kaldı .
kitap güzel bir kitaptı ama şahane bir kitap olabilir miydi, olabilirdi
Narin Yılmazdan okuduğum ilk kitaptı. Kitap güzel, potansiyeli olan bir kitaptı fakat eksik yanları da mevcuttu. Kitap Alin adlı bir yazarın katıldığı bir davette ünlü modacı Ruhi Sezer ile tanışmasıyla başlıyor ve Ruhinin aslında kendi ev sahibi olduğunu da orada öğreniyor. (Tamam, bir tesadüf zaten olacaktı fakat bir yazarın, hayatın akışına
"Cok asik oldugum soylenemez ama bircok kez asik olmaya yetecek kadar okudum."
. . .
"Beklemek, gumus yelkovandi; hatirlamak, altindan akrep."
. . .
"Hayat, askla tanistigin anda baslar, onu bur daha bulmamak uzere yitirdigin anda son bulur."
. . .
Merhaba kitap okuyan ve okutan degerli dostlar.
Size daha once bu oykuden bahsetmis miydim? Sanirim etmedim.
O kadar guzel, naif ve masum bir oyku ki. Sanki ruhum yillardir bu oykuyu aramis.
Okurken Ruhi Sezer, Madam Marin ve Renan'a yuregim sizladi, sona geldigimde de icimdeki siziyla hic bitmesin istedim. Ilhamla uretilen sapkalarin mi hikayesi desem yoksa askla mi desem? Ayrica, nedense Muhtesem Gatsby'i animsatti bana.
Olay orgusu, uslup, atmosfer, tasvirler.. Enfesti.. Sahsen yazardan boyle bir oyku beklemiyordum. Benden 10 uzerinden 15. Hem 106 sayfacik zaten, bir oturusta hemen biter. Siddetle tavsiye ediyorum, mutlaka ama mutlaka okumalisiniz hatta elinizde mevcutsa ilk siralara alin.
(not: bu kitabi gecen yil dogum gunumde kendi kendime hediye etmisim, iyi ki de)
112 syf.
5/10 puan verdi
Telefonla oynama süremi kısaltmak ve okumaya tekrar odaklanmak icin bir kitaptan başlayayım dedim. Zamanım az ve çok değerli. O yüzden belki biraz da beni doyuran bir kitap olsun istedim. Beklentiyi çok yüksek tutmazsak su gibi akıp gidiyor, romantik evet ama beni biraz baydı. Ruhi'nin pısırıklıgı içimi daralttı. Bir Türk filmi izler gibi çabucak
Okurum belki diye yanımda dolaştırdığım kitaba biraz bakmak için elime aldığımda bir anda bittiğini fark ettim. İçindeki aşk ve bununla geçen bir ömür beni kendisine bağladı. Günümüzde eski bir apartmanda oturan bir yazar, apartmanın sahibi ünlü modacı Ruhi Sezer ile tanışır ve yazar kendisinden ölmeden önce hayatını romana aktarmasını ister. Yazarımıza verdiği kendi yazdığı defterleri roman haline getirmeden önce yazarla birlikte bu defterleri okuruz. 1950'li yıllarda Beyoğlu'nda şapkacılık yapan Madam Marin sayesinde hayatı değişen çırak Ruhi, 2 yıl kaldığı Roma'da aldığı moda eğitimi sırasında Coco Chanel ile tanışır ve bence bu kitabın en heyecanlı yeriydi. Kitabı okurken ara ara açıp konu dönemin modasına özellikle daha önce pek de dikkat etmediğim şapkalarına bakmaktan kendimi alamadım. Malum modanın en şaha kalktığı dönem bu şekilde daha evvel karşıma pek çıkmadı örneğin. Bu arada Ruhi çıraklık döneminde aşık olduğu sosyete güzeli Ruhan'a duyduğu sevgi ile ömrünü tüketen modacının hikayesini bitirmiş oluyoruz. Kitap su gibi akıp gidiyor, çok ilginç bir konusu yok fakat sizi içine çekerek yaşatıyor içinde. Dalmış olayları yaşarken kitabın kahramanı yazar hanımın gerçek yazar Özlem Hanım ile karşılaşması ise beni gerçekten üzdü. Neden kendisini de olaya dahil ettiği konusunda hiç bir fikrim yok keşke bunu yapmasaydı...
Roman içinde roman okuyoruz. Yazar Alin Hanım, Ruhi Bey’in karşılıksız aşkını anlatıyor. Kitap akıcı ve ince bir kitap. Sizi içerisine çekiyor. Fakat sonu “e ne oldu şimdi” diyerek bitiyor. Belki de sonrasını okuyucunun hayal gücüne bıraktı. Bilemiyorum.
“Bir yalanı iki kere söyleyemezsin, hafıza dürüsttür ve yalanı unutturur. Bir kez yalan söylemeye başlayınca yeni yalanlar uydurmak zorunda kalırsın.”