Osman Hamdi Bey dünyaya sesini duyurmuş, Arkeoloji Müzesini kurup zenginleştiren, doğulu figürleri ile batıya olan ilgisini sanatına taşıyan kilometre taşlarımızdandır.
Emre Caner, tarihi ve edebi tecrübesiyle Osman Hamdi Bey'i her ne kadar güzel şekilde anlatmış olsa da tarihe ve tarihi değerlere karşı tarafsızlığını koruyamamıştır. Kitap hakkında eleştirebileceğim diğer konu ise Osman Hamdi Bey'in en ünlü eseri olan ve kitaba ismini veren Kaplumbağa Terbiyecisi tablosu hakkında yeterince bilgi ve yorumun olmamasıdır. Yazar, bir iki paragrafla adeta geçiştirmiş gibi. Kaplumbağa Terbiyecisi, Osman Hamdi Bey'i roman tarzında okumak ve öğrenmek isteyenin bir solukta bitirebileceği bir kitap. Bilmediğim bir çok bilgiyi öğrendiğim için Emre Caner'e teşekkür ediyorum.
Son olarak şunu söylemek istiyorum ki, eserleri 13 milyon liraya kadar satılan Osman Hamdi Bey'in kabri çok sevdiği Gebze Eskihisar'da, Gebzelilerin bile varlığından haberinin olmadığı bir yerde. Ve terkedilmiş gibi duran kabir taşının üzerinde şu manidar kelimeler yer alıyor:
Ey Mağrurlular! Unutmayın, ölüm var.
Ey Gafiller! Unutmayın, ölüm var.
Ey Kibirliler! Unutmayın, ölüm var
Ey Müminler! Unutmayın, ölüm var.
Ey kabrimin önünde duran kişi! İşimi tefekkür eden, halimi düşünen kişi, dün ben senin gibiydim. Yarın gelecek, sen de benim gibi olacaksın.