"Yeni bir cennet ve yeni bir dünya: Çünkü, ilk cennet ve ilk dünya sona erdi" deniyor, Vahiy kitabında. "Cennet" sözcüğünü çıkarın ve yalnızca "yeni bir dünya"yı bırakın. İşte, tüm ütopyacı dizgelerin sırrı ve reçetesi elinizdedir.
(E. M. Cioran)
Fransız Jakobenler ve Rus Bolşevikler gibi modern devrimciler geleneksel dinden nefret ediyorlardı ama geçmişteki suç ve budalalıkların insan yaşamının kapsamlı bir dönüşümüyle birlikte geride bırakılabileceği yolundaki kanıları ilk Hıristiyan inançlarının seküler bir ruh göçüydü.
Altı yıllık bir süre içinde Blair İngiltere'yi beş defa savaşa soktu.
1998'de Saddam Hüseyin'e karşı hava saldırılarına,
1999'da Kosova savaşına,
2000'de İngiltere'nin Sierra Leone'ye askeri
müdahalesine,
2002'de Afganistan ve 2003'te Irak savaşına onay verdi.
2006'da Amerikan birlikleri bitkin düştüğünde Afganistan'a ek birlikler gönderdi.
" Bu kararlarda sağlam bir tutarlılık vardır. Blair iyiliğin zaferini sağlamak için zor kullanmanın gücüne inanır. Bu bakış açısına göre, Irak saldırısı Balkanlar ve Afganistan'daki politikaların bir devamıydı. Her örnekte savaş bir insani müdahale biçimi olarak aklandı. Bunun Balkanlar ve Sierra Leone'de bir hükmü olmuş olabilir. Afganistan'daki tartışmalı, Irak'takiyse aldatıcıydı."
.
1920'li yılların ortalarında Stalin tarafından maymunla insanı melezleştirmekle görevlendirilen İlya İvanov'un çalışmaları daha az biliniyor.
Stalin dünyayı Aristoteles ve Goethe'nin benzerleriyle doldurmaya merak sarmamıştı. Yeni bir asker türü yaratmak istiyordu; acıya çok dayanıklı, çok az yiyecek ve uyku gereksinen, "yenilmez yeni bir insan".
İvanov, Çarlık döneminde yapay dölleme yoluyla yarış atı üretimine öncülük ederek ünlenmiş bir at üreticisiydi ama Stalin'in talimatları doğrultusunda tüm dikkatini primat araştırmasına verdi.
Bir proje hiçbir koşulda gerçekleştirilemiyorsa ütopyacıdır. Baskı ve gücün ilelebet ortadan kaldırıldığı bir topluma dair tüm düşler -ister Marksist ya da anarşist, ister liberal ya da teknokratça olsun- hiçbir zaman gerçekleştirilemeyecek olmaları bakımından tam anlamıyla ütopyacıdır. İnsani gereksinmelerin sürekli olarak çelişmesi yüzünden yıkılırlar.
Brooke, "dünyadaki caniler ve tehditleri anlamak söz konusu olduğunda... son beş yıl içinde bir Dostoyevski romanı okumuş olan herkese güvenirim.”
Yine, rejimin ruhuna ilişkin içrek bir anlayış, kanıtlara ilişkin zahmetli bir çözümlemeden daha üstün bir seçenek olarak sunulmaktadır.
Terör şiddetinin Dostoyevski romanları okunarak anlaşılabileceği yolundaki yeni muhafazakâr düşünce eğlenceli bir biçimde ironiktir çünkü Dostoyevski'nin betimlediği şey, yeni muhafazakâr zihniyetin ta kendisidir.
1922 sonbaharında Petersburg'dan denize açılan iki gemide Lenin'in zorunlu göç için seçmiş olduğu Rus aydın sınıfının en yaratıcı bazı mensupları yazarlar, düşünürler, edebiyat eleştirmenleri, din bilimciler, tarihçiler ve daha başkaları bulunuyordu.
11 Eylül 2001 tarihinde binlerce yurttaşın katledilmesi, apokaliptik düşünü Amerikan siyasetinin odağına yerleştirdi. Aynı zamanda Amerikan mitinin bir kısmını oluşturan inançlara yeniden güç kazandırdı.