Ütopyacı düşünce en az kabul gördüğünde en tehlikelidir. 1990'lı yıllarda ütopyacılığın merkeziyetçi bir biçiminin ortaya çıkışı bu olguyu açıklar. İlkin, Rusya'da neoliberal ekonomi politikalarıyla, sonra, Balkanlar'da insancıl askeri müdahaleyle Batılı devletler başarı olasılığı olmayan yollara başvurdular. Demokrasinin yayılması eski Yugoslavya'da etnik ulusçuluğu, Çeçenistan'da ayrılıkçılığı, eski Sovyet Orta Asya’sında İslamcılığı tetiklediğinde, buna hazırlıklı değildiler. Demokrasi ve serbest piyasanın arkadan suç ve şiddet değil, barış getirmesi bekleniyordu.