Hikayenin anlatıldığı tarihten bin yıl önce siyahlara bürünmüş bir kara keşiş, Suriye mi Arabistan mı bir yerde bir çölde yürümeye başlıyor. Sonra Kara Keşiş'in suyun üstünde yürüdüğü görülüyor. Derken Keşiş her yerde yürürken görülüyor; dünyanın birbirinden uzak çeşitli ülkelerinde. Derken Keşiş, atmosferin dışına çıkıyor, uzak yıldızlarda gezegenlerde yürümeye başlıyor. İşte bin yıl sonra keşiş gezegenimize geri dönecek. Bizim hikâye karakterimiz felsefe doktoru Andrey Kovrin Kara Keşiş'i görüyor. Keşiş, sık sık adamımızı ziyaret ediyor. Arkadaş oluyorlar. Uzun uzun felsefe konuları konuşuyorlar. Acaba Kovrin, gerçekten dâhi birisi miydi, o manevi yönden seçilmiş birisi miydi? Yoksa bunlar hep serap mıydı, yoksa Kovrin deliriyor muydu?
Felsefi ve psikolojik çıkarımların çok olduğu bu kısa hikâyeyi okumanızı tavsiye ederim. İlginç çıkarımlar var, mesela; Keşiş Kovrin'e sürüden ayrılmayan sıradan insanların sağlıklı ve normal olduğunu söylüyor. Burada akıl sağlığından bahsediyor, Kara Keşiş'e göre deha ile delilik akrabadır. Acaba keşiş gerçekten de haklı mı? Okuyalım görelim...
İyi okumalar...