"Hiçbir şeyi deşifre etmedik, Alek. Sadece birbirimize zehirli oklar fırlattık. İntikam hırsım yavaş yavaş zayıflıyor. Ölüyor, yok olup gidiyor. Vazgeçiyorum. Kollarında olmama izin ver yeter. Parmaklarımı ensene koymama. Yer yer grileşmiş saçlarını düzeltmeme."
Dünyada mutluluk mevcut, Alek; acı çekmek ise mutluluğun tersi olmaktan ziyade, ısırgan otlarının arasından eğilerek, sürünerek ormandaki, ayın gümüşsü ışığıyla aydınlanan sessiz açıklığa vardığımız dar bir geçit.