#karakalpakkızı ; sarsıcı anlatısıyla, 1900'lü yılların başında Rusya'daki devrim döneminde yaşamış, kadın ve çocuk kadınların başkaldırısını, toprak sahibi bir bay kızı Cumagül ve annesinin hayatları üzerinden anlatan bir dönem kitabıdır.
Kitabı sadece kadın temalı olarak nitelendirmek pek doğru olmaz, zira alt metninde, Orta Asya halkı üzerindeki sosyalist ideoloji etkileri aşırı belirgin.
Bu aşamada sosyolojik tür diyebilirim.
Ayrıca, günümüzde sayıları altı yüz bin kadar olan, Özbekistan'ın Karakalpakistan adlı özerk bir cumhuriyetinde yaşayan Karakalpaklar adlı Türk halkının gelenek, örf ve adetleri tüm gerçekliğiyle aktarılmış.
Rusya'nın bölündüğü
(Bolşevikler ve Menşeviler) dönemde, kadının somut bir nesne olarak gösterilip, yine kadın üzerinden ( din kullanılarak ) ideallerini gerçekleştirmeye çalışan iki zıt kutup arasında KADIN'nın, nesnel bir varlık olmadığı ruhunun, düşüncelerinin de olduğu ispat savaşında öncü olan kadın karakterimiz ve diğer kadın figüran karakterlerin eril baskısına karşı verdiği mücadele, 'tarih tekerrürden ibarettir' ... diyerek okuduğum kitap.
İnsanoğlu varoluşundan günümüze değin olan tüm savaşların ( buradaki savaş yalnızca iç ve ülkeler arasında yaşanan değil ) kadın üzerinden çıkması ve kadın kullanılarak kazanılmaya çalışılmasının ve tüm bunlara dişil insanın başkaldırısı gibi düşünülen Karakalpak Kızı kitabı; insanın, insana yakışır bir şekilde yaşamasına engel olan her yönetim sistemine eleştirel bir gözle bakabilme kapılarını açan, insan taraflı bir anlatıma sahip ender kitaplardan biri.
