Bir mücadelenin daha sonuna geldim ve Dostoyevski yine mükemmel bir başyapıt ortaya koymuş.Dostoyevski’nin son kitabı bi nevi ustalık eseri diyebiliriz.Kitabın anlatımı bazen o kadar ağır ki anlamak zorlaşıyor. Bir baba(böyle baba olmaz olsun) 4 oğul.Hepsi birbirinden farklı karakterler.Hepsine değineceğim ama beni en çok etkileyen bir felsefi bölüm olan “Büyük Engizisyoncu” bölümüne değinmeden edemeyeceğim.İvan Alyoşa’ya yaşamın adaletsizliğini anlatırken peş peşe verdiği örneklerin masum bir çocuğa yapılan haksızlığı, insanoğlunun en büyük suçunu anlatıyor.Yatağını kitlettiği için anne ve babası tarafından dövülüp tuvalete kapatılan çocuk ya da köpeğe taş attı diye av köpekleri tarafından annesinin gözü önünde parçalatılan 8 yaşındaki çoçuk.Ivan’a göre sadece dünyanın adaletsizliği değil aynı zamandan tanrınında adaletsiz düzeninin göstergesi olarak tanımlıyor. Birazda evlatlar ve babadan bahsedeyim.Paragöz bir baba Pavlovoviç, duygusal Dmitri, entellektüel İvan, gizemli Alyoşa ve gayrimeşru Smerdyakov.4 kardeş babalarına karşı duyduğu yoğun kontrolsüz öfke ve intikam duygularıyla hareket ediyorlar ve babalarının ölümüyle Çarlık Rusya’yı ilgilendiren bir dava ortaya çıkıyor.Davada beni en çok etkileyen kısım Fetükoviç’in baba tanımı.5 yıl önce kaybettiğim babamın özelliklerini tekrar hatırlattı bana…
Okunmaya çokça değer bir eser.Keyifli okurlar :)