Gerçek onu aradığımız için,onsuz olamayacağımız için gereklidir,her işin başı olduğu için,bütün yaratıcılığımız,insan olmamızın sırrı,haklıdan yana olmamızla,gerçekle mümkün olduğu için bağlıyız ona. Bu bir tutkudur,tutkunluktur,mantığı hesabı olmayan bir tutkunluktur,insanoğlunun içinden,ruhundan bu duyguyu söktün mü kuraklık başlar,çölleşir dünya,hiçbir şey yeşermez,bitmez!Koskoca bir boşluk kalır,gerçekten koptuk mu,düşüncelerimiz fahişeleşir,kendini her gün başkasının kolarında bulan söz orospusu oluruz!..
Eşiğe sindim:onurumu kandırmak için ancak geçmişi,şimdiyi,geleceği düşünebileceğimi,,,düşünceyle yücelebileceğimi,hükmümün ancak düşünceye geçeceğini anladım...
Eskiyi kim yaşatabilir bana yeniden, eskiyi kim sökebilir içimden benim, kim unutturabilir bana geçmişi, beni kim sevebilir, ben kimi sevebilirim, sen kimsin!..
Bence her şey insanın kendi elindedir, yani bizim elimizdedir, Mustafa Kemal bunun en açık örneğidir. Yoktan bir devlet varetmiştir. Nasıl? Bizim gibi oturup şikayet etmekle mi? Hayır !çalarak! asil olan iştir, yap maktır. Neden hep başkalarından bekliyoruz, neden hep başkaları bizim için yapacakmış!..