Kitabın sahip Arthur C. Clarke ödülü, onu alıp okumama sebep olmuştu. İyi ki de böyle bir şey yapmışım diyorum. Muhteşem bir romandı Karanlık Cennet! İnsan ve insanın sınırlarına dair her şey vardı kurguda. Doğumdan ölüme, yaşadığımız çağdan toplumsal yaşantıya dair sahip olduğumuz ne kadar takıntı varsa hepsini çok güzel eleştiriyor hikayenin bütüne baktığımda.
Gerçekten insanın hayattaki başarısını en çok etkileyen şey önünü görüp görememesi. İnsanların içsel olarak iyi veya kötü olabilmeleri, fiziksel görüntülerin her neyi nasıl değiştirebileceği ve bu durumun insanların karakterinde nelere yol açabileceğini muhteşem bir şekilde anlatıyor kitap. Bana kimi yerlerde Sineklerin Tanrısı’nı düşündürse de hikaye özelinde oldukça farklı. Gerçek bir ütopya/distopya sarmalı bu kitap. Bu türlerin neden hiç ayrılamayacağını, nasıl birbirlerini besleyerek ikisinin de aynı anda var olabileceğinin en güzel kanıtı. Tavsiye ederim.