Paul Auster yine muhteşem bir kitap ortaya çıkarmış.Herkesin beğenmediği ve karışık bulduğu bu kitaba ben bayıldım. Bitirdiğime de üzüldüm diyebilirim. Auster klasiği olarak; bir kitap da daha ne olabilir dedirtiyor insana.. Roman içinde roman,kurgu içinde kurgu, iç içe geçmiş mutsuz hayatlar, pişmanlıklar, distopik bir macera ve film eleştirmenliğine kadar dolu dolu bir roman…
Romanın kahramanı; August Brill, karısının ölümü, tek kızının eşinin bırakıp gitmesi ve torununun kocasının Irak’ta öldürülmesi üstüne bir de yaşadığı kazayla bacağını kaybetmesiyle hayattan kendini çekmiş , uyuyamayan torunuyla beraber yaşayıp odasında karanlıkta yaşadığı acı gerçeklerden kaçmak için kafasında sürekli hikayeler yazan 72 yaşında Pulitzer ödüllü kitap eleştirmeni.
Paul Auster’ın okuduğum 3. Romanı ve çok sevdiğim yazarlar arasında yerini aldı diğer kitaplarını da keyifle okuyacağım