Yazar belli ki bu kitapta, aksiyon değil aşk ağır bassın istemiş. Dörtlünün yeni okula başlaması, Zeynep ve Onur'un arasının açılması, klasik olarak, baş karakterlerin arası açılınca devreye giren yan karakterler derken basit bir lise romanı okuyormuş gibi hissetmekten kendimi alamadım.
Bol bol aşk, acı, kıskançlık mevcut kitapta. Peki, benim okumak için yanıp tutuştuğum aksiyonlu olaylar? Eh, yazar, ara ara yine gerilim vermek istese de ilk kitapta ki o heyecan nerede, bu kitaptaki yaşananlar nerede? Ayrıca her şeyin sonunda, Zeynep'i insan kullanan biri olarak göstermemek için, Rüzgar'ın habire "Ben zaten insan sarrafıyım, en başında her şeyi anladım." falan demesi, saçmalığın kaçıncı boyutu merak ediyorum.
Yazar, son sayfalarda yine büyük bir bomba patlatıp, üçüncü kitap için vaatlerde bulunsa da ikinci kitabın, benim nezdimde başarısız olduğu, su götürmez bir gerçek.