Karıma Mektuplar

Marquis de Sade
Onu yeniden tanıtmaya gerek yok. O, Marquis de Sade, 1776 yılında özgürlüğünün son saatlerini sürmektedir hala ve 35 yaşındadır. Mahpusluğun ne demek olduğunu kısa tutukluluğu ile tatmış olsa da, 1772 yılında patlayan yeni bir fuhuş olayını hiç ummadığı kadar pahalıya ödeyecektir. Öyle ki İtalya`ya kaçan markinin gıyabında idam kararı çıkartılır. 1775 yılında, "küçük kızlar" davası, mevcut hapis cezasına on üç yıl daha eklenmesine sebep olur. 13 Şubat 1777`de Paris`te tutuklanarak, Vincennes Şatosu`na götürülse de kralın özel izniyle hayatta kalmayı başarır; 1790`da buradan çıkarken akıl hastalarının arasında geçireceği on üç yıllık esaretten henüz habersizdir. Gamsız, zevk düşkünü bu soylu gencin hayatı, sürgünlerle geçen bir yaşama dönüşür. Her şeyden elini eteğini çektiği bu uzun süreçte yazmaya başlayacak ve mektup yazmada ustalaşacaktır. Bu "özgürlük aşığı", artık, tek ve en sadık sırdaşı, karısı Renée-Pélagie`ye yolladığı mektuplarda, bu ustalığından örnekler sergiler. Mektupları aracılığıyla, karısına yalvardığı zamanlar olduğu kadar, ona hakaretler de yağdırır; tüm kötülüklerin kaynağı olarak gördüğü annesine karşı duyduğu nefreti dile getirir, ihtiyaçlarının karşılanmasını isterken kaprisler yapar; yaşadığı şaşkınlıkları, bitmez tükenmez öfkeyi, tutkuyla hep onunla paylaşır.
Yazar:
Marquis de Sade
Marquis de Sade
Çevirmen:
Gül Kutluğ
Gül Kutluğ
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 24 dk.Sayfa Sayısı: 120Basım Tarihi: Aralık 2000Yayınevi: Kafe Kültür Yayıncılık
ISBN: 9786055249083Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
120 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
Karıma Mektuplar
Karıma Mektuplar
.........Affina sığınıyorumm
Marquis de Sade
Marquis de Sade
,Karına yazdığın mektupları okuduğum için:)
Marquis de Sade
Marquis de Sade
in özellikle hapishanedeyken karısına yazdığı mektuplardan oluşuyor. Marquis de Sade, sadizmin isim babası bildiğiniz gibi. Yazarın hayatı hakkında bilgi edinmek isteyenler okuyabilir. ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ Onu yeniden tanıtmaya gerek yok.
Karıma Mektuplar
Karıma MektuplarMarquis de Sade · Kafe Kültür Yayıncılık · 200067 okunma
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
Acı çekmekten zevk almak, duyumsanan tüm duyguların özünde yatan nedendir aslında. Eşine yazdığı mektuplarında Sade'ın hikayelerinden yola çıkarak gerçek yaşama tanık olmak mümkün. Zaten çok da absürt bir fark yok ikisi arasında. Gayet uçuk ve tutkulu. Ancak bu mektuplarda Sade'ın acıyı duyumsamadığını, hislerinin öldüğünü söylemesi çok tezat oldu. Sadizmin yaratıcısı bir isim nasıl olur da acıyı hissetmemeye başlar? İnsan bedeni mekan değişse de acıyı zamana ve mekana göre yeniden tasarlar. Mutlu anlarımızın bu kadar sınırlı ve az acı ve hüzünlerimizin bu kadar yoğun olduğu dünyada acıyı hissetmemek Sade'ın kendisine yaptığı en büyük kötülük olmuş. Mektuplarının satır aralarından okuduğum şey bu. Tabi Sade dediniz mi sadece edebi dilde anlatılan pasif bir sadizm anlaşılmamalı. Reel yaşamında gayet aktif bir haz ve acı odaklı eylemlilikleri* var. -ki hapse de bu yüzden girmiş, ölümden dönmüştür. Vazgeçmiş midir? Asla. Yazdığı mektuplarda eşinden don isterken bile bir yandan fantezilerini dillendirmesi Sade'ı daha iyi anlamamızı sebep. Keyifli okumalar.
Karıma Mektuplar
Karıma MektuplarMarquis de Sade · Kafe Kültür Yayıncılık · 200067 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Siz düşünebiliyor musunuz, Sade gibi bir adam karısından hapishaneye getirmesi için temiz çamaşır istiyor? Ben düşünemiyordum. Bunu okuyana kadar. Demek ki sadist olmak duyguları tamamen öldürmüyor demiştim. O yaptığı kaçamaklar, sex ve uyuşturucu partileri, oğlancılık oyunları... Bunları yapan bir insan olduğunu bilmesem şu kitabı okuduğumda Sade'ı karısını çok seven, asla bırakmak istemeyen, zamanın devrim olayları sonuncunda hasbelkader zindana atılmış bir adam sanırdım. Sonraki araştırmalarım sonucu şunu öğrendim ki;Renee Pelagie de Sade'ın annesi kralın yakın tanıdığıymış ve bu vesile ile kayınvalide bizim yaramaz çocuğu birçok kez zindandan çıkarıp, giyotinden kurtarmış. Yazdığı birkaç demet mektup adama hayatı tekrar kazandırmış. Eee edebiyatçıların işi budur. Ağzı iyi laf yapar; ya giyotine gidersin, ya şöhrete. "Neyse ki" Sade iki yolda da yürümüş. -Sadece birinde öldükten sonra.- Sade'ın ölümü sex partisinde geçirdiği kalp krizi sonucu vuku buluyor. Eğer öyle olmasaydı ne olurdu bilemiyorum. Ama eşi ve ona yazdığı mektuplar olmasa giyotine gideceği kesin. İşte bu kitap o mektupların bir derlemesi. İyi okumacalar.
Karıma Mektuplar
Karıma MektuplarMarquis de Sade · Kafe Kültür Yayıncılık · 200067 okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
üstadın en masum, en terbiyeli eseri. fakat mektuplarda en dikkate değer olan şey, onca günaha batmış, "toprağın bile kabul etmeyeceği" derecede şeyler yapmış adamın, kendisinden son derece memnun olması, kendisini mağdur hissetmesi, haklılığına olan mağrur imanı, nice şeyler yaşattıktan sonra karısına karşı o denli nazlı olabilmesidir. veciz bir ifadesinde dediği gibi pişmanlıklarından, alışkanlık edinmek suretiyle arınan üstad, herşeyden önce rahat bir vicdan imiş. arsızlığın atasının acılarını duymak için ne denli uğraştımsa da, muvaffak olamadım.
Karıma Mektuplar
Karıma MektuplarMarquis de Sade · Kafe Kültür Yayıncılık · 200067 okunma
100 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.