Karmaşa ve Bir Düzen: Türkiye Cumhuriyeti

Osman Ata Ataç

Karmaşa ve Bir Düzen: Türkiye Cumhuriyeti Quotes

You can find Karmaşa ve Bir Düzen: Türkiye Cumhuriyeti quotes, Karmaşa ve Bir Düzen: Türkiye Cumhuriyeti book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Osman, “Zaten kendine Türk diyen bir millet dahi yok. Evet aynı aileden denilen bir dil var ama…” dedi. Şefik Bey Osman’ın ama demesini bir soru gibi algılayıp, “Arthur Lumley Davids’in Sultan Mahmut’a ithaf ettiği Türk dilinin grameri başladığım kitabı bir Türk dilinin varlığını kanıtlamıştır. Sultan Mahmut kitabı Fransızcaya çevirtmiştir,” diyerek acele cevap verdi. “Haklı olabilirsiniz Osman Bey. Dünyanın başka taraflarındaki soydaşlarımız, dildaşlarımız kendilerine Türk demiyor olabilirler ama bu ne bizim kendimize Türk dememize mânidir ne de ortak bir dilimiz olduğunu onlara hatırlatmamıza.”
Sayfa 143Kitabı okudu
Zeki Bey kayınbiraderi ile gurur da duyuyordu. Osman VMRO (Makedonya İç Devrim Örgütü) adlı teşkilatın başlattığı ayaklanmayı bastıran Teğmen Refet Bey’in kuvvetleriyle Balkanlar’da VMRO’ya karşı kahramanlıklar göstermiş ve mülazımlığa yükseltilmişti. Makedonya’dan sonra Adana’da cereyan eden acıklı olayların yatıştırılması için gönderilen birlikle oraya sevk edilmişti. Zeki Bey Osman’ı dinlemek için sabırsızlanıyordu.(...)
Sayfa 117Kitabı okudu
Reklam
Osman hâlâ ülkenin içinde bulunduğu kötü durumdan Türkçülük ve Turancılık ile kimden ve neden nasıl kurtulacağını çözümlemeye çalışıyordu. Zeki Bey de Tevfik ve Şefik beylerin anlattıklarını dikkatle dinlemiş, kütüphanesinde bir sürü kitap karıştırmış ama hâlâ Turancı grubun davetine nasıl cevap vermesi gerektiğine karar verememişti. Melahat eşinin düşünceli tavrını görüyor ve ülkenin sıkıntılarının evinin içine kadar girmesinden endişeleniyordu. Melek ise bugüne kadar göreceli olarak huzurlu ve rahat bir hayat tarzının bozulma ihtimalini seziyor ve kuruntusuna mâni olamıyordu.
Sayfa 153Kitabı okudu
Pakize, “Çocuklarımızı yetiştirmekle mükellef kıldığımız kadınlarımızı cahil bırakarak ileriye nasıl gideceğiz?” diyerek uzun konuşmasını tamamladı. Osman bu sözleri gelecekte tekrar duyacak ve yeğenini sevgiyle anacaktı. Pakize derin bir nefes alarak arkasına yaslandı. Acaba çizmeyi aşıp kırdım mı dercesine dayısının yüzüne baktı. Babasına böyle nutuk çekemezdi. Dayısının bakışlarındaki sevgi ile yüzündeki gülümsemeyi görünce rahatladı ve adeta hediye almışçasına sevindi.
Sayfa 130Kitabı okudu
Nasri sonun başlangıcında olduklarını fark eden subaylardan biriydi. Son otuz yılda sadece Balkanlar’da Bosna-Hersek, Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan ve Arnavutluk imparatorluğun elinden gitmişti. Bunlar son olmayacaktı. Nasri kendisinin yaşayacak bir yer bulup bulamayacağından bile emin değildi artık.(...)
Sayfa 223Kitabı okudu
“Peki Jefferson hakkında ne öğrendin?“ “Zengin ve tahsilli biri. Babasından yüklü bir miras kalmış. Hukuk tahsili yapmış. Çeşitli meclislerde görev yapmış. Elçilik yapmış. Sonraları Amerika cumhurbaşkanlığına kadar yükselmiş. Ama daha çok bir filozof olarak tanınıyor.”
Reklam
53 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.