Ahırın avlusunda oynarken aşağıda, gümüş söğütler altında görünmeyen derenin hazin şırıltısını duyardık. Evimiz iç çitin büyük kestane ağaçları arkasında kaybolmuş gibiydi. Annem İstanbul’a gittiği için benden bir yaş küçük kardeşim Hasan’la artık Dadaruh’un yanından hiç ayrılmıyorduk. Bu, babamın seyisi yaşlı bir adamdı. Sabahleyin erkenden ahıra
Fakat niçin ilkbahar, bu doğanın şeytanı, niçin beni yirmi yıl önce baştan çıkarmadı ? Niçin uzun bir gençlik içinde kadına, aşka, heyecana, sevgiye yabancı yaşadım ?