''Şeytan uyuyakaldı bir gün. Rüzgar sert esti. Üç tüy düştü şeytandan dünyaya. Biri paraya yapıştı, diğeri mevkiye, öteki de ihtirasa. O günden sonra şeytan hiçbir iş yapmadı...''
Bir devletin, alelade bir ilinin, sıradan bir ilçesinin, herhangi bir mahallesinde, seçilen en dar sokağın kuytusunda, hepsi birbirine benzeyen dikdörtgen gri betona sığınmayı özgürlük kabul ediyordu insanlar.