Hiçbir şeyi sevmedim, oysa öyle çok isterdim ki sevmeyi! Hiç güzel bir şey tatmadan öleceğim. Yalnız, serin bir pınarın başında, soluk soluğa atın üzerinde, ormanın derinliklerinden gelen av borusunun sesini duymadım hiç; ılık bir gecede, güllerin kokusunu içime çekerek, avcumda dost bir elin titrediğini, sessizce elimi kavradığını da hissetmedim hiç.
“İçimdeki tümüyle içilip bitirilmiş, karanlığına örümceklerin ağ kurduğu delik bir fıçıdan daha boş, daha delik, daha hüzünlüyüm.”