You can find Featured Katalonya’ya Selam books, featured Katalonya’ya Selam quotes and quotes, featured Katalonya’ya Selam authors, featured Katalonya’ya Selam reviews and reviews on 1000Kitap.
Bazı yazarlar vardır bir-iki eseriyle parlar. O parlayan eserlerin gölgesinde kalan nice güzellikleri de kaçırırız çoğunlukla.
Orwell’dan 1984 ve Hayvan Çiftliği için bunu demek mümkün. Evet ben de iki eserini okudum ve sonra nedense diğer eserlerini edinmedim.
Bana yettiğini düşündüğümden veya yazardan etkilenmediğimden değil kesinlikle.. Sanırım
İspanyolların Latin Amerika'ya düşürdükleri yangın 400 sene sonra kendi evlerinde kendi elleriyle kendi ciğerlerine düşüyor dersem Orwell'ın objektifliğine ihanet etmiş olur muyum bilemiyorum.
(Zannediyorum) 1936-1939 tarihli İspanya iç savaşının nesnel bakış açısıyla öğrenilebilicek nadide yapıtlardan biri bu kitap. Aynı zamanda Orwell'ın kuvvetli kalemini süsleyen mizahi anlatım da bir savaşı en fazla bu kadar çekilebilir kılabilirdi. Kesinlikle okunması gereken kitaplardan biri olduğu kanaatindeyim.
Beşik sallamaktan başka bir şey bilmezmiş gibi görünen bu tatlı, kara gözlü, son derece dişi yaratık aslında temmuzdaki sokak çarpışmalarında kahramanca savaşmıştı.
"Bilinçleninceye kadar asla başkaldırmayacaklar. Ama başkaldırmadıkça da bilinçlenemezler." -G.Orwell, 1984,sy.95
İkinci Dünya savaşı başlamadan önce, İtalya'dan Mussolini, Almanya'dan Hitler rüzgarları esmeye başlıyordu. Mussolini darbe yaparak, Hitler ise büyük uğraşları sonucu öyle ya da böyle seçimle başa gelmiş ve Dünya farklı bir
Gözüme çarpan bir yazıda, Atholl Düşesi (17 Ekim 1937 tarihli Sunday Express'te) şöyle yazıyordu :
Valensiya, Madrid ve Barselona 'daydım... Her üç şehirde de hiçbir biçimde zora başvurulmadan mükemmel bir düzen hüküm sürüyordu. Kaldığım tüm oteller, tereyağı ve kahve kıtlığına rağmen yalnız "normal" ve "nezih" değil, aşırı derecede rahattı da.
Şık otellerin dışında başka hiçbir şeye dikkat etmemek İngiliz seyyahlarına mahsus bir şey. Atholl Düşesi için tereyağı bulabildiklerini ümit ederim.
Tam tren hareket ederken bizimle birlikte yolculuk eden hastane emir eri Barselona'ya değil de Tarragona'ya gideceğimizi laf arasında söylemez mi! Makinist fikrini değiştirmişti zannederim. Kendi kendime "tam ispanyolların yapacağı bir iş!" dedim. Fakat, sırf ben bu durumu açıklamak için ikinci bir telgraf çekeyim diye, bu kere de treni beklemeleri yine ispanya 'nın şanına layıktı, asıl ispanyollara en yakışanı, çekilen telgrafın hiçbir zaman yerine ulaşmaması oldu.