Tüfeklerin bir iki sokak ötede çatırdayıp gürlediği sırada, modaya uygun giyinmiş bir kadın, kolunda alışveriş sepeti ve önünde bir kaniş köpeğiyle Ramblas'tan aşağıya doğru yürürken gördüğümü hatırlıyorum.
Sıradan insanları sosyalizme çeken ve canlarını onun uğrunda tehlikeye atmalarını olanaklı kılan şey, yani sosyalizmin “gizemli çekiciliği” eşitlik düşüncesidir; sosyalizm insanların büyük çoğunluğunun gözünde sınıfsız bir toplumdan başka bir şey değildir.
Umudun kayıtsızlık ya da siniklikten daha olağan olduğu, “yoldaş” sözcüğünün çoğu ülkede olduğu gibi ikiyüzlüce değil, gerçek yoldaşlık anlamında kullanıldığı bir toplulukta bulunmuştuk. Eşitlik havasını içimize çekmiştik.