Bedrettin Şimşek’ten, Tanrı’yı kaybedenler ve O’nu arayanlar için ölüme ve hayata dair, gizemlerle dolu bir roman.
Yeni, farklı, alternatif bir düşünce edebiyatı örneği…
Bugüne dek yazarlar, bize ölüm üzerine anlamlı hiçbir şey söyleyemeden ölümü konu alan sayısız kitap yazdılar. Bedrettin Şimşek’in, Türkiye’de yaşanmış gerçek reenkarnasyon vakalarından ilham alan romanı, bu kez esrarengiz bir şekilde ölenleri değil, esrarengiz bir şekilde doğanları konu alıyor.
“Reenkarnasyon, Tanrı ve Şizofreni arasında bir bağ var mı?” diye sorarken bugüne dek verilmemiş yanıtları veriyor. Sorulmamış soruları soruyor.
Gizemli bir cinayet soruşturmasında katili arayış, sonunda bizi Tanrı’yı bulmaya götürüyor. Bir cinayet çözülünce varoluşun sırları da çözülmüş oluyor. Bir suçlunun zihninden dökülenler, doğumun aslında ölümden çok daha gizemli bir olay olduğunu ortaya koyuyor.
Okurken düşünmek, yeni ve cüretkâr fikirlerle tanışmak isteyenler için…
“Ben sadece gündelik olayların ardındaki büyük gerçeği görmüyorum, ayrıca bu dünyada ve başka dünyalarda olanları, doğumdan öncesini ve ölümden sonrasını da görüyor, eserlerimde bu gizemleri anlatıyorum.”
Bedrettin Şimşek