Kadın dedi ki:
“Meğer ne kadar vefasızmışsın!
Bunca yıl geçti aradan, ne bir haber, ne bir mektup?!..”
Adam dedi ki:
“Ey sevgisi kalbimde yer edinen selvi boylu, senin yüzünü görme bahtiyarlığından ben mahrum iken, o şerefi postacıya mı bağışlasaydım?!..”
Katre-i Matem belki de onu katile götürecekti. Bu lale yalnızca bir aşk değil; bir sır demekti. Bir ölüye hayat verecek, belki bir hayata ölüm getirecekti.
... ölümü düşünmeden edemiyorlardı. Onun, acı olduğu kadar doğal, ürkütücü olduğu kadar alışılmış, kovulmak istendikçe kucaklanan bir gerçeklik olduğunu işte orada anladılar.