Kavacık Köyünün Öğretmeni
Fakir BaykurtOldest Kavacık Köyünün Öğretmeni Quotes
You can find Oldest Kavacık Köyünün Öğretmeni quotes, oldest Kavacık Köyünün Öğretmeni book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Adnan Menderes ise, o günkü terimlerle, üniversite muhtariyetine, basın hürriyetine, hâkim teminatına boş
veriyor. “İstersem odunu aday gösterir, milletvekili seçtiririm!” diyerek Türkiye’yi yeni bir şefliğe götürüyor.
Peki neden kız erkek birlikte okuttun? Köy çocuklarının eline klasikleri neden verdin, sıçmayı öğretmeden kitap yazdırma-
ya, keman çaldırmaya kalktın?
Yirmi bir köy enstitüsü kurdu bu adam. Kız erkek bir arada egitim yaptı. Yirmi bine yakın köy öğretmeni yetiştirdi. Yolsuz köyleri on yıl taradı bir bir. Köyleri bırak ilçelere taşıt yok. İlkogretim Seferberliğinin beşinci yılında Enstitülere bir cip verildi. Koş oraya, koş buraya. Hakkı Bey’in dişçiye gitmeye vakti yok. Kıtlık yılları, savaş, karaborsa. Öğretmenlerin çoğu cephede. Enstitüler böyle bir dönemde kuruldu. Köy okulları
yapıldı, başladı yurttaşlık eğitimi. Böyle on yıl çalışmış, nal ile mihin arasında kitaplarını da yazmış insana, çağırır bir teşekkür eder insan. Kendisi beklemiyorsa da eder. Tersini yaptılar: “Gel bakalim! Falan öğretmene, filan kitabı niçin verdin oku diye? Yanıt ver!” Verdiği kitapların birini yakalamışlar. Adı Fontamara. Yazan İgnazio Silone, çeviren S. Ali. Bu konuda bile Danıştay denilen yönetim mahkemesi önünde savunma yaptı. Genel müdürlükten alıp ortaokul öğretmenliğine verdiler. İlkokul
öğretmenliğine de indireceklerdi belki, Demokratlar’ın bakanı gelip maaşını kesti. Hakkındaki koğuşturmayı genişletecek aklı sira: “Enstitüleri niçin şehirlerde kurmadın da göz ardı köylerde kurdun? Ne gibi gizli amaçların vardı?
Sabahattin Ali:
« Vatan’ın üstünde başka bir not: “Başımız
sağ olsun!” Donup kaldım. İlk sayfada iri kara harfler: “Sabahattin Âli öldürüldü!” Haber özellikle hükümet organı Ulus’ta geniş.
- Sesli okusana Hocaa!
Boğuluyorum, nasıl okuyayım?
Bulgaristan’a geçmek istiyormuş. Şebekeye kapılmış. Mart sonunda çıkarmışlar İstanbul’dan Kırklareli’ne. Ali Ertekin adlı ajan, “ulusal duyguları kabarınca” başına sopayı indirmiş. Önceden anlaşmışlar güya. Sabahattin Ali, “Bulgaristan’dan Moskova’ya geçeceğim. Oradan alacağım plana göre Bulgaristan Türklerini hazırlayıp Türkiye’nin üstüne yürüyeceğim, deyince kararını vermiş. Sınıra yakın bir meşelikte kitap okuduğu sırada ardından yaklaşıp indirmiş sopayı. Puşkin’in kitabıymış elindeki. Gözlüğü düşmüş yanı başına. Ama kim kime dum duma. Katil geçip gitmiş. Orada meşelerin içinde kalmış ölü. Tâ 16 Haziran’da Sazara köyünden Çoban Şükrü bulmuş. Koşup karakola haber vermiş. Haberi basından saklamışlar. Savcılık soruşturma yapmış. İstanbul’dan getirilen arkadaşlarına gösterilmiş. Eşyasından bilmişler. Ali Ertekin Aralık ayında yakalanmış. Eylemini söylemiş; tutuklamışlar güya. Gerçekten o mu, değil mi diye cesedi yeniden incelemişler. Gazeteler altı ay sonra, tâ 13 Ocak’ta veriyor haberi. Ağız birliğiyle bir hainin temizlendiğini yazıyorlar. Ankara’da yaşadığı yıllarda evine gelip giden, sonra DP’den politikaya soyunan bir yazar makalesine Mukaddes Katil diye başlık atmış; Ali Ertekin’i kutluyor.
“İnsan soyu bu kadar alçalır mı Hocaa?” »
Sayfa 53 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
« Mahmut Makal’ın Varlık’ta çıkan yazılarını seviyorum. Konuya doğrudan giriyor. Süsleyip püslemeden, köydeki yaşamın içyüzünü, gerçeğin can damarını kısa yazı boyutları içinde, köylüce bir yalınlık ve açık sözlülükle, çok güzel anlatmasına şaşıp kalıyorum.
(...) Hakkında Bizim Köy kadar çok yazı yazılan kitap
anımsamıyorum. Arka arkaya on kez basılarak da, Radyo ile İngilizce’den sonra en çok satan kitap oldu.»
Sayfa 131 - Literatür YayınlarıKitabı okudu
« - Oğlum! Ağlamak istiyorum.
- Sen ağlama, ben ağlayım ana! Ağlanacak neyimiz var?
- Öyle! Sana göre neyimiz var?
Verandır has bahçenin gülleri veran
Ölür mü dünyada dengini bulan
Önünü koyup da sonunu sayan
Ölür gider bir murada eremez…»
Sayfa 160 - Literatür YayınlarıKitabı okudu