20. yy İngiltere'si... Şair Richard Cadogan... Yayıncısından güç bela aldığı avansıyla Oxford'a tatile gidiyor, daha ayakları henüz yerdeki taşlara basarken kendini enteresan bir olayın içinde buluyor.
Gece vakti yolda yürürken kapısı açık bir oyuncakçı dükkanına denk geliyor ve merakına yenik düşüp, açık kapıdan içeri salınıyor. Dükkanı biraz turladıktan sonra ayaklarının dibinde yatan kadın cesedini fark ettiğinde neye uğradığını şaşırıyor...
İlk işi oradan kaçmak ve polise sığınmak oluyor ancak anlattığı olayda yerine oturmayan bazı şeylere denk geliyor. Mesela, cesedi, kapısı aralık bir oyuncakçı dükkanında görüyor fakat aslında orada öyle bir dükkan bulunmuyor... Doğal olarak da polislere kendini inandıramıyor.
O da eski arkadaşı Fen Gervase'den yardım istiyor ;) Eski dedektif, yaşlı kurt, diğer yaşlı kurt arkadaşına, polislerin aksine inanıyor ve olayı çözmek için bir sağa bir sola savruluyor.
Beğenmedim ;) Bazı yerlerde epey gülsem de bana hitap etmedi. Dağınık, espirili ancak soğuk bir dili vardı gibi geldi bana. Sanırım okuyucuya hitap etme özelliği de bu oluyor, kimi beğeniyor, kimi de benim gibi öteleye öteleye okumaya çalışıyor...