Yazmak nerde, biz nerde? Yaşayamıyorum ki yazabileyim. Hayatın dışına düşmüş zavallının biriyim ben. Kaldı ki hikaye, roman büyük iş... Her şeyden önce bir sanat.
Kadınlarla tartışmaya başladın mı, en iyisi bırakıp gitmek. Tartışma hem seni hem onu hem de dünyayı kısır bırakır. Çünkü tartışma hırçınlastırır, sevgileştirir insanı. Sonuçta benim gibi yapayalnız kalır, sevgisizlikten yüreğin kireç tutar, yumuşatmak için çoğu zaman bir kedi yavrusu bile bulamazsın. Tartışacak kimse bulamazsan oturur benim gibi kendi kendini yer tuketirsin. Başkasının yapacağı çok şey vardır senin için. Kalkmalı, kalkmalı da gidip yatmalı artık.
Bu "son bir şey daha" söylemek isteği, insanın başına ne çoraplar örer ve "son" olacağını sandığı o söz, geç kalmamak, fırsatı kaçırmamak kaygısıyla, yepyeni bir yolsa "ilk söz" olur da neden sonra farkına varılır.
Herkes bunaldığını söylüyor ya, niçin bunaldığını bilen yok.Bir zamanlar insan olduğu sanılan Hürriyet gibi.. Adına destanlar düzüldü, şehitler verildi ama kendisini gören olmadı.Bunalımda öyle. Saç modası gibi geldi geçecek.