Kaygı Kavramı
Soren KierkegaardOldest Kaygı Kavramı Updates
You can find the Oldest Kaygı Kavramı updates, reader opinions on 1000Kitap.SØREN KIERKEGAARD OKUMA ETKİNLİĞİ (20 Eylül-11 Kasım)
"O bizi dünyanın kötü şekilde hayal kırıklığına uğrattığı, normalde bizi ayakta tutan duygularımızın yanılsamalarına yenilip içine düştüğümüz karanlıkları çok iyi anlayan bir arkadaşa ihtiyacımız olduğu zamanlarda yönelebileceğimiz, onları dağıtacak az sayıdaki filozoftan biridir." diyerek başlayalım.
Daha önce etkinlik
Hasan Ali Yücel klasikler dizisi
Hasan Âli Yücel Klasikleri - Liste
1. 
Gurur ve Önyargı - 
Jane Austen ✔️
2. 
Geceye Övgüler - 
Novalis ✔️
3. 
Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler - 
Oscar Wilde ✔️
4. Seçme Masallar - Hans Christian Andersen
5.
Dünya klasikleri listesi (İş bankası kültür yayınları)
1) Jane Austen - Gurur ve Önyargı
2) Novalis - Geceye Övgüler
3) Oscar Wilde - Mutlu Prens - Bütün Masallar, Bütün Öyküler
4) Hans Christian Andersen - 
Seçme Masallar
5) Anonim - 
Kerem ile Aslı
6) Henry James -
BİLGİMİZLE İNSANIZ
"Yaratılış anlatısı da masumiyetin doğru bir tanımını yapar. Masumiyet, cehalettir." (Sayfa 48)
Kaygı Kavramı 
Soren Kierkegaard
~KENDİMCE~
İlk 5 yaşına kadar bebeklere ve çocuklara "O daha melek." denir. Bunu söylemenin sebebi iyi ve kötüyü, doğru ve yanlışı ayırt edemediği, bilmediği içindir. Zihni gelişmemiş, kavramları öğrenmemiştir;
Bakmak ve Görmek
"İnsan bakmasını bilirse, hayat yeterince zengindir. Görmekten aciz birinin Paris'e ya da Londra'ya gitmesi bir işe yaramayacaktır." (Sayfa 87)
Kaygı Kavramı Soren Kierkegaard
~KENDİMCE~
Bakmakla görmek arasında fark vardır. İkisi aynı şey değildir. Bakmak bir eylem, görmek ise algıyla ilgilidir. Görmek algılamaktır. Bir örnekle destekleyeyim: Yabani hayat belgeseli en çok sevilen programlardandır. Hiç olmazsa benim için. Bir ceylan otlarken onu takip eden aslan, kaplan ya da çita filme alınır. Ya da bir ırmak kenarında su içen bir zebranın tam önünde bir timsah olur. Ceylan ya da zebra avcının olduğu yere bakar ancak bir tehlike fark etmez, göremez. Sonra av olur.
Aynı durum mânâ çıkarma, anlama, nedeni görme, özü görme konularında da geçerlidir. Karşısına yaralı bir çocuk çıkan biri çocuğa bakar. Ancak vicdanı yozlaşmışsa, çocuğun acziyetini, çaresizliğini görmez, anlamaz, hissetmez.
Akletme, fikir üretme, fark etme konusunda da aynı şey geçerli. Karşısında yalan, düzenbazlık, samimiyetsizlik olan kişinin bakışları bunlarda olsa da aklı kıtsa, bunlara karşı umursamazsa görmez ya da görmezden gelir.
Dünyadaki ulvi, görkemli, muhteşem şeyler için bu durum daha çok görülür. İnsanın çevresi tamamen mucizeyle, muhteşemliklerle, güzelliklerle doludur. Bakış her zaman bunlardadır ancak muhteşemlikler görülmez. İşte bu bakmak ancak görememek, anlayamamak, fark edememek, akledememektir. Görmesini bilen, görmekten aciz olmayan biri aynada kendine baksa bile yeterlidir.