Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Osmanlı Tarihi

Kayı 10: II. Abdülhamid Han

Ahmet Şimşirgil

Kayı 10: II. Abdülhamid Han Gönderileri

Kayı 10: II. Abdülhamid Han kitaplarını, Kayı 10: II. Abdülhamid Han sözleri ve alıntılarını, Kayı 10: II. Abdülhamid Han yazarlarını, Kayı 10: II. Abdülhamid Han yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ulu Hakan-ı Hangi Millet Azletti.?
33 yıl saltanatta bulunan Türklerin bu büyük hakanına ve Müslamanların halifesine reva görülen utanç verici davranışlar bitecek gibi değildi. Ona tahttan indirildiğine dair kararın bildirilmesi tarihimize bir yüz karası vesikası olarak geçecekti. Sanki tahttan indirilmesinde başrolü oynayan ve görünmeyen gizli el bu yüce hakandan intikam alıyordu. 27 Nisan'da Meclis kararı Padişah'a tebliğ edilecekti. Heyette, âyandan Arif Hikmet Paşa (Laz), Aram Efendi (Ermeni), Draç Mebusu Esad Paşa (Arnavut) ve Selanik Mebusu Emanuel Karasu (Yahudi) bulunuyordu. Heyette bulananlardan Emanuel Karasu, İttihatçı liderlerden Talât Bey'in bankeri ve sırdaşı idi. Filistin'de bir Yahudi devletine karşı çıktığı için Padişah'a azılı düşman olmuştu. Ermeni Aram Efendi'nin Ermeni ihtilâl komitaları ile yakın ilgisi vardı. Sultan Abdülhamid'den Ermenilerin intikamını almak için padişahı tahttan indiren ekibe dahil edilmişti. Esad Toptâni, birkaç yıl sonra devlete isyan ederek Arnavut istiklâli için silah çekmiş ve sayısız Türk'ün kanına girmiş cani bir adamdır. Arif Hikmet Paşa ise sonraki yıllarda karanlık siyasi hayatı olan bir denizcidir. Nihayet bunların tamamının ve Padişah'a Ittihatçılarca tayin olunan son başmâbeyncisi Cevad Paşa'nın mason oluşu devletin kimlerin eline geçtiğini ortaya koyuyordu. Grubun başı konumundaki Arnavut Esad Toptâni, Padişah'a, "Millet seni azletti" dedi. Acaba bu sözleriyle hangi milleti kaste- diyorlardı. Muhtemelen Türk milleti değildi. Nitekim zeki Padişah cevaben, "Hangi millet?" diyerek milletini bu işten istisna edecektir.
Sayfa 225Kitabı okudu
Emmanuel Karasu
31 Mart Vakası, Türk milletini her şeyi ile dize getirmek, vatanını parçalamak ve bir kısmı üzerinde hâkimiyet sağlamak için "Siyonizm ve Farmason" işbirliğinin tertip ettiği "sistemli ve planlı" bir "suikast"tır. Hedefleri müstakil son Türk devletini yıkmak, onu ayakta tutan bütün manevi faktörleri ortadan kaldırmak, mukaddes Filistin topraklarında Yahudi devleti oluşturmak ve İslâm åleminin rehberi olan büyük Türk milletini küçültüp bu âlemin başından koparıp atmaktı.17 Bu hedefe ulaşabilmeleri için Sultan II. Abdülhamid'i tahttan indirmeleri gerekiyordu. Bu maksatla Siyonistler, Dönmeler, Masonlar ve komitacılar birleşerek hedeflerine ulaştılar. Emanuel Karasu'nun defalarca ve iftiharla, "Sultan Hamide beş milyon altına yaptıramadığımız işi İttihatçılara dört yüz bin altına yaptırdık." diye övünmüş olması da bu tezi güçlendirmektedir. Nitekim kaynaklarda belirtildiğine göre ilk teşebbüs Emanuel Karasu'nun İttihatçılara verdiği para ile başlamıştı. Karasu, İtalyan bankasından aldığı dört yüz bin liralık altını dört teneke içerisinde Metroviçeli (Necip Draga) isminde zengin bir adama vermiş ve o da bu parayı İtihat ve Terakki Cemiyeti'nin Çorum mebusu Eyüp Sabri Bey'e teslim etmişti. Bu paranın 31 Mart'ın tertibinde kulla- nıldığı konusunda ciddi rivayetler darbedeki Yahudi parmağının da işaretidir.
Sayfa 221Kitabı okudu
Reklam
Müslüman Görünümlü Masonlar
1949'da Cumhuriyet Halk Partisi'nin başbakanı olan Günaltay. İnönü'nün emriyle ilk iş olarak Ankara İlahiyat Fakültesi'ni kurduracak ve orada Afgani'nin reformist fikirlerinin bir kez daha neşv ü nema bulmasını sağlayacaktır. Hatta bizzat tayin ettiği bu fakültenin ilk hocaları neredeyse tamamen masondu. Böylece seçileceği kesin olan Demokrat Parti'nin bu noktada atacağı sağlam adımların önünü kesen Günaltay'ın Afgani hakkındaki değerlendirmesi de dikkat çekicidir, "Efgânî, peygamber kadar şâyân-ı hürmet; ona itiraz edenler, Ebu Cehl kadar lânete müstehaktır. Çünkü Peygamber'in zamanındaki İslamlığı yeniden diriltmeye kalkışmıştır." Böylece evvelce dinde reform fikirleri yaydığı Ezher Üniversitesi’nde Afgani’nin dinsizliği, masonluğu ve İngiliz ajanlığı ortaya çıkarılırken" Türkiye'de ise Şemseddin Günaltay ve Ankara İlahiyat Fakültesi eliyle bir kez daha pazarlanmaya başlanacaktır.'
Sayfa 192Kitabı okudu
HİLAFET VE PAN-ARABİZM
Hristiyan dünyası, İslam devletlerine Haçlı seferleriyle asırlarca saldırılarda bulunmuşlardı. Bu saldırılar başlangıçta tamamen askeri güçlerle yapılıyordu. 18. asırdan itibaren İngilizler bambaşka yöntemler uygulamak suretiyle Türk-İslam dünyasında kargaşalara, bölünmelere ve iç savaşlara yol açmaya başladılar. İngilizlerin bu saldırı şekli 19 ve 20. asırda da aralıksız devam edecektir. İngilizlerin Abdülhamid Han'ı devirmek, Osmanlı Devleti'ni ortadan kaldırmak ve İslam dünyasını parçalamak için kullanacakları bu yeni ve etkili metotları; misyoner-casus faaliyetleri idi. Misyoner casuslarına direktifleri veren Londra Misyoner Teşkilatı, bu konudaki hedef ve gayelerini şöyle açıklamıştı, “Biz Ingilizlerin müreffeh ve saadet içinde yaşamamız için, Müslümanlar arasına nifak tohumlarını ekmemiz lazımdır. Onların içinde ihtilaf kıvılcımlarını tutuşturmalıyız. Biz, Osmanlı Devleti'nin her tarafina fitne sokarak, onu yıkacağız. Böyle yapmazsak, İngilizler gibi kuçuk bir millet, nasıl müreffeh olur?"
Sayfa 180Kitabı okudu
Pan-İslam Siyaseti
Ingiliz ve Avrupa ülkeleri Osmanlıları sadece siyasi manada yıkmak için uğraşmıyordu. İnançlarını, değerlerini, dinini ve peygamberini de hedef alıyorlardı. Adeta Osmanlı ile birlikte İslam'ı da toprağa gömme mücadelesi veriyorlardı. Orduları cephede çarpışırken yazarları, çizerleri, senaristleri de karikatürleri, roman, hikáyeleri ve senaryoları ile İslam’ı ve Osmanlı'yı aşağılama ve karalama kampanyasına girişmişlerdi.
Sayfa 122Kitabı okudu
Benim diyen kati ahmak kişidir Ki zira ben demek şeytan işidir
Sayfa 89 - Timaş YayıneviKitabı okudu
Reklam
Var ise sende akl-ü mezak Söyleyen kimseye bakma söze bak
Sayfa 224 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
Ekim Ayı
Ekim Ayı Okuduğum Kitaplar Okunan: 63 Necati Cumalı 1-
Zeliş
Zeliş
2-
Şiddet Ruhu
Şiddet Ruhu
3-
Susuz Yaz
Susuz Yaz
4-
Seçme Şiirler
Seçme Şiirler
5-
Revizyonist
Revizyonist
6-
336 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Belki'li cümlelerli tarih anlatimi
Kayı serisinin 10. kitabı. Abdulhamid Han'in 33 senelik devrini ve sahsina ait bolca bilgi iceriyor. Daha önce Abdulhamid'e ait bolca kitap okudugum için ilgimi cezbeden fazla birsey yoktu. Seriyi okudugum icin bu kitabini da okumus olayim dedim. Eseri anlatmak için eserde gecen "belki "li cümle eseri ve yazarin Abdulhamid'e yaklasımıni anlatir sanirim. Belki, şu olmasaydi, gibi cümleler tarih bilimine dair ortaya konan yazilarda ne arar hic anlamis degilim. Belkili cumleyi okudugumda cok üzüldügümü de belirtmek isterim. Sen otur söyle olsaydi böyle olurdu belki de sonra da Abdulhamid'i neslimize anlatamadik de . Anlatilamamasinin en büyük müsebbibi bu yaklasim tarzi olabilir mi acaba diye de hic düsünme. Abdulhamid'i anlamak herseyi anlamak diyor satir aralarinda. Ama bunun için ortaya konan eser maalesef buna izin vermenin cok ötesinde bir güzellemeden ibaret. Çok yerde Abdülhamid'in kullugundan namazini hiç kacırmadigindan bahsediliyor. Tamam padisah kulluk noktasinda cok hassas olabilir ama ben bir tarih eseri okuyorum. Kulluk noktasinda hassas örnek hayat okumak istesem. Bu tabii ki öncelikle din katagorisinde bir eser olurdu. Hem de Efendimiz s.a.v. olurdu öncelikle. Padisah oldugu ülkeyi iyi yonettigi gerekcesi, devleti aliyenin yikilmasini geciktiren bir sahsiyetin hayatinda yönetime dair uygulamalarina daha cok yer verilmisini bekledim acikcasi. Bu yaklasim tarzı devam ettigi surece biz Abdulhamid'i anlamamaya daha cok devam ederiz.
Kayı 10: II. Abdülhamid Han
Kayı 10: II. Abdülhamid HanAhmet Şimşirgil · Timaş Yayınları · 2018426 okunma
354 öğeden 231 ile 240 arasındakiler gösteriliyor.