En Beğenilen Kayı 2: Cihan Devleti Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Kayı 2: Cihan Devleti sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kayı 2: Cihan Devleti kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Öte yandan kanunnamede bu uygulamanın nizam-ı alem için yapıldığı belirtilirken, devrin kaynaklarında meşruiyeti göstermek bakımından şu hukuki prensipler veya siyasi gerekçeler göze çarpmaktadır.
Fitne adam öldürmekten daha kötüdür.
Umumi bir zararı def edebilmek için hususi bir zarar tercih olunur.
Bir kafeste iki aslan, bir kında iki kılıç olmaz.
Kangren olan kolun kesilmesi bütün vücudu kurtarmak için zaruridir.
Bütün bu ifadeler ve hükümler, devlet bütünlüğünün parçalanmasına, binlerce Müslüman'ın ve askerin ölümüne, köy ve şehirlerin felaketine ve cihat hizmetinin durmasına yol açacak olan kardeş kavgalarının önüne geçebilmek için bir veya birkaç kişinin ortadan kaldırılmasını gerekli kılıyordu.
"Fatih Sultan Mehmed soğukkanlı ve cesur idi. Bu özelliğinin en güzel misalini, Belgrad muhasarası sırasında, askerin gevşediğini gördüğü zaman önlerine geçip düşman hatlarına girerek gösterdi. İstanbul muhasarasında da donanmanın başarısızlığı yüzünden atını denize sürmesi bu cesaretinin büyük bir örneğidir."
Çok merhametli ve müsamahalı idi. Kendisine elli gün mukavemet eden ve birçok Müslüman'ın şehit edilmesine sebep olan İstanbul şehri ve onun sakinleri hakkında gösterdiği merhamet, aklın alamayacağı genişliktedir. Halbuki o devir Avrupa'sında muzaffer bir kumandan, zaptettiği şehrin halkına görülmedik zulüm ve işkence yapmakta kendini haklı görürdü. Fatih vicdan hürriyetine büyük kıymet verirdi. Gayrı müslim tebaasının din ve mezheplerine asla dokunmadı, herkesi vicdani inanışında serbest bıraktı. İstanbul'un imarında ücret karşılığı kullandığı Rum esirlerine, biriktirdikleri paralarla hürriyetlerini satın alma imkanını sağladı. Bu müsamaha o devir dünyasının hayalinden bile geçirmediği bir olgunluk eseri idi.
Batılıların iddialarına göre şehre giren Türkler, mabetleri yıkmışlar veya yakmışlar, hiçbir şey bırakmamışlardır. Halbuki bunları yıkan ve yakan yine kendileridir. Bizanslılar surlarda açılan gediklerin tamirinde kullanılmak üzere yüzden ziyade kilise yıkmışlardır.
Peygamber efendimizin “Kostantiniyye (İstanbul) mutlaka fethedilecektir. Orayı fetheden emir ne güzel emir, o ordu ne güzel ordudur” müjdesine nail olduğunu gören genç padişah, atından inerek şükür secdesine kapandı. Böylece, 21 yaşında İstanbul’u fethederek FATİH unvanını alan Sultan II. Mehmed, öğleden sonra maiyyetindeki vezir, ulemâ ve sair ileri gelen devlet adamları ile birlikte, muhteşem bir alayla Topkapısı’ndan şehre giriyor; eski bir çağı nihayete erdirip yeni bir çağı başlatıyordu.
Ben, bu çile ve ızdırablar dünyasında çektiklerimin karşılıklarının, Allah tarafından, gelecek, başka bir dünyada verileceğine inanıyor ve O'na her an yalvarıyorum. Ayrıca, kendi halimden de son derece memnunum.
Öyle ki, yarın ecelim gelse, önünden bir adım bile kaçıp sakınmaya yeltenmem. Belki daha çok memnun ve müteşekkir kalırım. Çünkü, bu şekilde dünyamı değiştirip, yeni, yepyeni bir aleme gideceğime sevinir, belki uçardım. Çünkü, benim gitmekte olduğum dünyanın, geldiğin, içinde yaşadığım bu dünya ile, bu ölümlü hayatla hiçbir ilgisi, hiçbir benzerliği yok. Oranın, buradan, yüz binlerce yönden mükemmel ve üstün olduğunu biliyorum.
Padişahın kan ter içinde kaldığını gören Sara Hatun; “Hey Oğul! Senin gibi nice beyleri kapısında ırgat diye kullanan bir padişahın, kuş tüyü yataklarda yatması münasipken, bir Trabzon Kalesi için bunca sıkıntı ve meşakkat çekmesine değer mi?” diye seslenince padişah da; “Hey Ana! Sen bu eziyet ve meşakkati Trabzon Kalesi için mi çekeriz zannedersin? Bizim tuttuğumuz kılıç İslam kılıcıdır. Bu gayret ve çalışmalar da din yolunadır. Bu yolda eza ve cefaya katlanmaz isek bize “Gazi” demek yalan olmaz mı? Allah’ın rızasını ve cihat sevabını kazanmak için daha çoğuna katlansak dahi yine de azdır” cevabını verdi.