Osmanlı Tarihi

Kayı 9: Sonun Başlangıcı

Ahmet Şimşirgil
Yüzüne her güleni zan eyleme dost Nifak ehli ile yaran olunmaz.
Sayfa 131 - TİMAŞKitabı okudu
Reklam
Seni tahttan indirdiler Üç çifteye bindirdiler Topkapı'ya gönderdiler Uyan Abdülaziz uyan Kan ağlıyor bütün cihan
Sayfa 234 - TİMAŞKitabı okudu
Müslümanlar, birliğin gücünü kavrayabilirselerdi neleri kaybetmez ve nelere kavuşmazlardı ki!
Sayfa 118Kitabı okudu
Biz bir din biliriz bir de Padişah, Bin yıl ömür versin yaradan Allah
Sayfa 23 - TİMAŞKitabı okudu
Sürahi şikest olsa kadeh ortada kalmaz Ey saki baş gitse ayak payidar olmaz
Sayfa 257 - TİMAŞKitabı okudu
Reklam
Abdülmecid Han
Bir âdemin cenazesinde hüsn-i hâline kırk kişi şehadet eylerse mağfur olacağı bazı hâdis-i şeriflerde tebşir buyurulmuş olduğuna nazaran binlerce âdemin bu veçhile hüsn - i haline şehadet eyledikleri Cennet mekan Sultan Abdulmecid Han Hazretlerinin mağfur olduğuna kimsenin şüphesi kalmadı. Her hususta kusuru Cennet mekana atfeden vükelanın cenazelerinde bulunduk. Hiçbirinde böyle umumi kabul alametleri görmedik. Belki bazılarında tamamıyla zıddını müşahede eyledik. Ahmet Cevdet Paşa
Sayfa 95 - TİMAŞKitabı okudu
Fariğ ol mihnet evidir çün hakikatde cihan Kime açıldı belâ dârında rahat kapısı
Sayfa 69 - TİMAŞKitabı okudu
Bayburtlu Zihni
Vardım ki yurdundan ayak göçürmüş Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı Camlar şikest olmuş meyler dökülmüş Sakiler meclisten çekmiş ayağı Hangi dağda bulsam ben o maralı Hangi yerde görsem çeşm-i gazali Avcılardan kaçmış ceylan misali Göçmüş dağdan dağa yoktur durağı Laleyi sümbülü gülü har almış Zevk u şavk ehlini ah u zar almış Süleyman tahtını sanki mar almış Gama tebdil olmuş ülfetin çağı Zihni dert elinden her zaman ağlar Sordum ki bağ ağlar bağ u ban ağlar Sümbüller perişan güller kan ağlar Şeyda bülbül terk edeli bu bağı
Sayfa 60 - TİMAŞKitabı okudu
Güle guş ettirmez yok yere bülbül inler Varak - o mihr ü vefayı kim okur kim dinler.
Sayfa 47 - TİMAŞKitabı okudu
Reklam
Doksan üçte doksan üç gün padişah-ı dehr olup Göçtü uzletgâhına sultan Murad-ı nâ murad
Sayfa 254 - TİMAŞKitabı okudu
Ağlamaz mı bakıp ahval-i perişanımıza Dil ü câniyle seven devletini, milletini Nasıl ah etmeyelim memleketin haline kim Ne zamandır çekiyor sadr u Fuad illetini.
Sayfa 214 - TİMAŞKitabı okudu
Abdülaziz Han
Dostluğa hakkıyla riâyet eden, ihsan ve cömertliğin değişmez şiârı ve; «Sen olmasaydın kâinâtı yaratmazdım!» yüce hitâbının muhâtabı, varlıkların iftihar kaynağı, Efendiler Efendisi, şefaatçimiz, sığınağımız, her işi temiz ve her işi zarif olan, ayak tozu bile pırıl pırıl parlayan, varlıklar âleminin en yüce terbiyecisi, ıtır saçan feyizli eserlerin sâhibi, muhabbeti bütün kâinâtı dolduran, peygamberlerin sonuncusu ve sığınağı, kıyâmet gününün seyyidi, ümmetinden günahkâr olanların şefaatçisi, vahdet meclisinin süsü, peygamberlik eyvânının suffe zîneti, nebîlik dîvânının hâkimi, Halîm olan Allâh’ın yoluna girenlerin peygamberi, Rahîm olan Allâh’ın sevgilisi!
Sayfa 170 - TİMAŞKitabı okudu
Ne kendi eyledi râhat ne halka verdi huzur Yıkıldı gitti cihandan dayansın ehl-i kubur
Sayfa 42 - TİMAŞKitabı okudu
“Tecemmü’ eyledi meydân-ı lahme İdüp küfrân-ı ni’met nice bâğî Koyup kaldurmadan ikide bir âh Kazan devrildi söndürdüğü ocağı” İzzet Molla
Sayfa 50 - TİMAŞKitabı okudu
Resim