"Kimi insanlar, Tanrı'nın, gündelik meselelerimizle ilgilenmeyecek kadar büyük ve yüce olduğuna inanırlar. Oysa o, büyük ve yüce olduğu için bizim en küçük meselelerimizle dahi ilgilenir."
Söylemeye çalıştığım, ruh eşim tüm dünya yalan söylediğimi düşündüğünde bana inanan kimsedir. Hatta dahası, bana göremediğim kum tepelerini, fark edemediğim koyları gösterendir.
"Okyanusta, güneşin ve rüzgârın tadına vararak mutluluk içinde yol alan bir dalga varmış... Çevresine gülücükler saçarak hızla akıp gidiyormuş karaya doğru. Ama bir süre sonra, önündeki dalgaların birer birer kıyıdaki dev kayalara çarptıklarını fark etmiş. Dehşete kapılmış. 'Aman Tanrım! Benim sonum da aynı onlarınki gibi olacak. Yok olup gideceğim birazdan,' diye ağlamaya başlamış. Onun yanından geçen başka bir dalga, bizim dalganın hâlini görünce sormuş: 'Ne oldu sana böyle? Niçin bu kadar üzgünsün? Bak, hava ne kadar güzel, güneş, rüzgâr, martılar...' Bizimki cevap vermiş: 'Önümüzdeki dalgaları görmüyor musun, sen? Hepsi büyük bir hızla kayalara çarpıp yok oluyorlar feci şekilde. Birazdan biz de onlar gibi bir hiç olacağız!' 'Hayır, yanılıyorsun,' demiş öbür dalga. 'Bir dalga değilsin sen, okyanustan bir parçasın.'"