Öncelikle baş karakterin (Teddi) sanata ve el işçiliğine yatkın olması, onun bu tutkusu kitapta bolca yer kaplamaktadır. Bu da benim ilgimi canlı tuttu. Ama asıl kitabın konusu Teddi'nin erkek kardeşi Josh ile olan bağları ve aile ilişkisi üzerine. Kitapta herkesin ayrı bir hikayesi vardı ve sonlara doğru bu hikayeler bağlanıp duygusal çözülmeler yaşandı. Ama ilk başlarda aniden bir sonraki bölümde eski zaman geçişleri yapması biraz dikkat dağıtan kısımlardı. Doğaya, hayvanlara olan duyarlılığın da yer verildiği bu kitabın tamamında verilmek istenen mesaj ise kitaptan alıntıladığım 'Bazı zamanlar hayatımızı şekillendiren şey sahip olduklarımız değil, özgür bırakmaya razı olduklarımızdır.' cümlesinde yatmakta. Kitabın eksik bittiği hissine kapıldım bitirdiğimde. Çünkü uzunca kitabın baştan sonuna kadar bahsedilen Josh hakkında küçücük bir kısma yer verilmesi beni tatmin etmedi. Yine de kitabı beğendim, ailemizle genelde hepimizin arasında ufak tefek kopukluklar, anlaşmazlıklar oluyordur. Belki yargılıyoruzdur kendi adımıza haklıyızdır da. İşte kitap bunu da içinde sorgulatıyor bize..