Artık umut; sabrın bir erdem, insan onurunun parayla mukayese edilemeyecek bir değer olduğunu hayatın bütün dilimlerine yayabilen, kirlenmişliğe uzaktan ve tiksintiyle bakma cesaretini gösterebilenlerde...
Ve hayallerin her zaman gerçeğe dönüşemeyeceğini ve aslında gerçekte dönüşmese de hayaller kurulabileceğini, kurulması gerektiğini de ben ondan öğrendim.
Bütün bu coğrafyaların sınırlarını kim çizmişti, hasreti kendilerine hayat kılan bu insanlar o sınırların neresindeydi şimdi.
Yüreklerdeki gurbetin sınırlarını kim çizebilirdi peki?
Artık umut; sabrın bir erdem ve insan haysiyetinin parayla mukayese edilemeyecek bir değer olduğunu hayatın bütün şubelerine yayabilen, kirlenmişliğe uzaktan ve tiksintiyle bakma cesareti gösterebilen nesillerde...
Umut artık yalnızca adını bildikleri ama taşımadıkları bir şeydi. Ölümse bir o kadar gerçek ve hemen her yol ortasında karşılarına en acımasız haliyle çıkabilecek bir karabasan.