Marcel Proust’un hayatını anlatan bir video izledim kahvaltımı ederken.
Kayıp Zamanın İzinde okumaya paldır küldür başlayamazdım ya! Bilgisiz, Proust’un dünyasından habersiz.
Bir hayalim vardı, ki hala hayal; bir sabah elimde kahvemle sokağa çıkıp, duru gökyüzüne bakıp, mis gibi havayı içime çekip, “ Savaş ve Barış’ı okumanın azizliği var bugün üzerimde, ne dünya eski dünya, ne ben eski benim” demek istiyorum.
Sonra
Sefiller’i bitirince, biraz daha tamamlandı benliğim, yine değişti yaşamın renkleri demek istiyorum.
Ve bir yenisini ekliyorum hayal halkama. Yine bir gün, son kitabın son satırını okuyup, kitabı kenara koyup pencerenin kenarına dikilmek, uçsuz bucaksız gökyüzüne içimden haykırmak istiyorum; “ Ben
Kayıp Zamanın İzinde’yi okudum. İnsanlıkla dağlar yollar girdi arama. Artık hiç biriniz bana yetişemezsiniz.”
Belki zamanın ötesine gitmekti bu, belki de zamanın çok gerilerine, kendimi ait hissettiğim yerlere.
This text has been automatically translated from Turkish. Show Original
There are interesting, wonderful and difficult books that I have wanted to read for years but have not been able to read, or that I have read and left unfinished. I intend to read it🤭. I would like to share:
Yerdeniz (6 Kitap Tek Cilt) hep aklımda. Sıralama olarak doğru bir yerde değil ama Serilerin olduğu bir sene için muhakkak yerini almalı.
Bilim-Kurgu ağırlıklı, Fantastik ile desteklenmiş, Denemeler ile farklı pencereler açan bir yıl planlamaya çalıştım.
Not: 2021 sonunda ortaya serdiğim bu beyan şuralarda bir yerde dursun...seneye bakarız. Yani benim geçerli felsefem ile; 'Sonra bakacağız...'