Kitabı çok uzun zamandır merak ediyordum. O yüzden beklentim baya yüksekti. Ama pek beklediğim gibi olmadı malesef. Spoiii.
Bilemiyorum çevriden dolayı mı öyle, yoksa yazım dilimi bu kadar kötü. Olaylar kopuk kopuk anlatılmış, her hangi birşey hakkında bir detay yok. Büyük bir baskın olacak, bi kaç cümle var hakkında. Karakterler arasında aşk olacağı belli ama bir hoşlanma emaresi, ne bileyim bir birinden etkilenme falan yok. Mesela kız davetlere nasıl güzel elbiseler giyiyor, elbisenin tarifini geçtim erkek bakayım da bu ne giymiş falan yok. :)Beni kitaptan soyutan kısım, kıza evlenme teklif ediliyor ama kız kölesi yüzünden kabul etmiyor. Erkekte evet hislerimiz karşılıklı diyor. E ne zaman oldu bu? Diğer yandan büyük bir devrim var bi kaç bombayı okuyoruz biz.
Yani okumaya yeni başladıysanız belki okuma bilir, yoksa zaman kaybı
"Ciğerlerindeki ağrıyı hissetti, kara dalların uzanışını gördü ve kederinin ona işte böyle hissettirdiğini düşündü, bedenine kökler, ince dallar saplanıyordu."
“Sana güvenmek istedim, Denedim. Ama kendime o kadar ağır bir yalan söylemedim.”
*SPOİ
KAZANANIN LANETİ
Tüm seriyi tek bir inceleme altında toplamak istiyorum bu yüzden ilk iki kitabi bitirmis olarak kısa özetler şeklinde anlatacağım.
İlk kitap başarılıydı. Yazarın anlatım dilini pek sevemedim, betimlemeleri ve bir seyleri örneklemesi karman
Net bir şekilde söyleyebilirim ki kitabı sevemedim. Son sayfalara doğru artık konuşma kısımlarını okuyup geçtim. Kitabın bence birçok sorunu vardı. Çok fazla devrik cümle vardı. Bazı olaylar çok çabuk sonuca vardı. Mesela şöyle, kitapta oynanan bir oyun var biz bu oyunun sürecini okumak yerine yenildim, yendim şeklinde anlatılmasıyla yetinmek zorunda kalıyoruz. Mana veremediğim karakterler de okuduk. Hikayenin gidişatını etkilemeyen o karakteri neden okuduk? Olaylar olayları doğurmalı ama bu kitapta o yok. Bir olay bitti ya bitmiştir. Bir sonraki sayfada bambaşka bir yerden başlıyor. Duygusal olarak da kesinlikle sınıfta kaldı çünkü karakterlerin duyguları iyi yansıtılmamıştı. Üstün körü anlatılıp geçildi. Bu ana çiftimizle de sınırlı değildi yani. Kestrel’in yakın arkadaşıyla olan samimiyeti de bana geçmedi mesela. Koca bir hayal kırıklığı okudum diyebiliriz. Ezcümle okumasanız hiiiç bir şey kaybetmezsiniz.