Alabildiğine geniş, masmavi bir nehir gibi akan, iki kıyısında, sonbaharın ölü yeşil, kızıl sarı renklerine bürünmüş tepeciklerin uzandığı, üstünde koca koca gemilerin, beyaz vapurların, balıkçı motorlarının, sandalların kaynaştığı, cıvıl cıvıl Boğaz…
İki kez ev değiştirmişti. " Bunun ne demek olduğunu insanların anlaması mümkün değil.
O,milim milim alışılan, öğrenilen, benimsenen biçimlerin, renklerin,kokuların,açıların,titreşimlerin,seslerin tümden değişmesi, alt üst olması ne demek!
Birinin ya da bir şeyin kokusundan hoşlanırsın; sana keyif verir; ona yaklaşırsın. Birden hoşlanmayabilirsin de o kokudan. O zaman kokuyu duymayacağın bir yere gidersin. Hepsi bu kadar basit işte. Şu insanlar hayatı güçleştiriyorlar gerçekten.