“Mutluluğu, her zaman yaşadığın anın dışında ve koştukça insandan kaçan tasarlanmış bir gelecekte görerek o an elinde bulunan nimetlerin tadını, bu var olmayanı yakalamak boşuna çabasıyla kaçırmadın.”
Zavallı kediciğim bu sonuncu çukur başında en büyük kuvvetler çaresizlik içinde kalır. Düşme nöbeti gelince ruh sahiplerinin en gürültülüsü bile boyunlarını eğmiş ve hiçbir ses çıkarmadan bu karanlığa inip örtülürler. İşte orası insanların sanki rahatlarını bozmak için aralarında yoktan meydana getirdikleri farkların, bütün nüfusların, haşmet ellerin, azamet ellerin söndüğü bir eşitlik noktasıdır. Hazineler lokmanlar burada çaresiz kalır. Şah da kral da bir kedi gibi ölür.