Kedinizle Tanışın

Desmond Morris

Oldest Kedinizle Tanışın Quotes

You can find Oldest Kedinizle Tanışın quotes, oldest Kedinizle Tanışın book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.
Hayvan Sahipleri ve Karakterleri
Ev kedileriyle ev köpekleri arasındaki bu farktan ötürü, kediseverler köpekseverlerden çoğunlukla farklıdır. Genellikle bağımsız düşünce ve bağımsız eyleme yönelik bir kişilik tercihleri vardır. Sanatçılar kedi sever; askerlerse köpek sever. Çokça övülen "topluluğa sadakat” olgusu hem kediler hem de kediseverlere yabancı bir olgudur. Eğer bir şirket adamıysanız, bir çete üyesiyseniz, grubun bir parçasıysanız ya da takıma seçilmişseniz, büyük ihtimalle evinizde ateşin önünde kıvrılmış yatan bir kedi yoktur. Hırslı "yuppie", siyasetçi adayı, profesyonel sporcu, bunlar tipik kedi sahipleri değildir. Bir Amerikan futbolcusunu kucağında kediyle hayal etmek zordur, köpeğini gezintiye çıkarırken hayal etmek ise çok daha kolaydır.
Sayfa 11
Kedilerin Rolleri
Kediler için ise kadim kontratın şartları çok daha basitti, her zaman da öyle kaldı. Sadece bir asli, bir de ikincil görev vardı. Asıl olarak haşeratla mücadele etmeleri, bir de buna ek olarak ev hayvanı olmaları gerekiyordu. Avladıkları hayvanlar küçük olduğu ve tek başlarına avlandıkları için arazide insan avcılara pek faydaları yoktu. Hayatta kalmak için karşılıklı yardıma bel bağlayan sıkı düzenlenmiş sosyal gruplarda yaşamadıklarından kediler eve davetsiz girenlere karşı ev sakinlerini uyarmazlar, o yüzden de mülk koruyucusu ya da sahiplerinin savunucusu olarak da pek işe yaramıyorlardı. Ufak tefek oldukları için de yük hayvanı olarak hizmet edemezlerdi. Modern zamanlarda, ideal ev hayvanı konumunu köpeklerle paylaşmanın ve filmlerde ya da oyunlarda rol almanın dışında kediler insana getirdikleri faydayı çeşitlendirememiştir.
Sayfa 13
Reklam
Kediler ve Sokakta Yaşam
Terk edilmiş kedilere ve kendi seçimleriyle yabani yaşam sürmeye başlamış kedilere -yabanıl nüfusa- bakınca, insan ciddi bir farklılık görüyor. Kendilerine yeten sürülerin içindeki sokak köpekleri, daha az medeni bölgelerde insan olmaksızın üremeye ve başlarının çaresine bakmaya başlarken, bu tür gruplar kent ya da banliyö ortamlarında neredeyse tamamen yok olmuşlardır. Hakikaten de modern, kalabalık Avrupa ülkelerine baktığınızda neredeyse hiçbir yerde yoklar. Kırsal bölgelerde bile hayatta kalamıyorlar. Bir yabani köpek çetesinin oluşması halinde kısa süre içinde, hayvanlarına zarar vermesinden çekinen çiftçi topluluklarının hedefi oluyorlar. Yabani kedilerin durumu ise farklı. Her büyük şehirde sağlam bir nüfus oluşturuyorlar. Onların kökünü kazımaya yönelik girişimler genellikle başarısızlıkla sonuçlanıyor çünkü her zaman havuza yeni sokak kedileri ekleniyor. Ayrıca onları yok etmeye yönelik çok da ciddi bir ihtiyaç duyulmuyor çünkü sadece kadim haşere avcısı işlevlerini sürdürme yoluyla bile hayatta kalabiliyorlar. Ancak insan müdahalesinin fare ve sıçan nüfusunu zehirleme yoluyla ortadan kaldırmış olduğu yerlerde yabani kediler yaşamlarını zekâlarına dayanarak sürdürmek, çöp tenekelerini karıştırmak ve merhametli insanlardan yemek dilenmek zorundalar. Bu sokak kedilerinin çoğu, zar zor hayatta kalabilen hazin vaziyette yaratıklardır. Dirençleri inanılmazdır ve binlerce yıllık evcilleştirme sürecine rağmen kedigil beyni ve bedeninin yabanıl koşullara hâlâ ciddi şekilde yakın olduğunun ispatıdır.
Sayfa 14-15
Kedilere Sokakta Reva Görülen Yaşam
Aynı zamanda bu direnç, kedigillerin çektiği çilenin de sorumlusudur aslında. Kedilerin sokağa atılıp terk edildiklerinde hayatta kalabilmeleri, insanların tam da bunu yapmasını, yani onları sokağa atmasını kolaylaştırır. Bu hayvanların çoğunun sonraki yıllarını berbat kent koşullarında yaşamak zorunda kalması -mesela varoş kedilerinin insan toplumunun çöplüğünü ve pisliğini karıştırarak yaşamını güçbela sürdürebilmesi- onların ne kadar dayanıklı olduğunu gösteriyor olabilir ama bu, kedigiller için rezil varoluş biçimidir. Böyle bir şeye müsamaha gösteriyor olmamız ise kediyle kadim kontratımızı nasıl tekrar tekrar ihlal ettiğimizin bir diğer utanç verici örneğidir. Ancak bu vaziyet bile zaman zaman kedilere ettiğimiz zalimce eziyetin ve işkencenin yanında hiç kalır. Kediler sık sık yönlendirilmiş saldırganlığımızın hedefi olmuştur, hatta bu öyle yaygındır ki İngilizcede sonra çırak da kediyi tekmeledi" şeklinde bir deyim bile vardır. Bu deyim yukarıdan gelen hakaretlerin sosyal düzende altlardaki mağdurlara çevrildiğini ifade eder; en altta da kedi bulunmaktadır.
Sayfa 15-16
Ortaçağ'da Kediler de Kiliseden Payını Aldı
Ancak kedilerin bu güzel günlerinin sonu gelecekti. Ortaçağ'da Avrupa'daki kedi nüfusu yüzyıllarca işkenceye ve eziyete maruz bırakılacak ve Kilisenin teşvikiyle öldürülecekti. Daha önceleri pagan ayinlerde kullanıldıkları için kediler kötü varlıklar, Şeytan'ın temsilcileri ve cadıların büyülü hayvanları ilan edilmişlerdi. Her taraftaki Hıristiyanlar, onlara mümkün olduğunca acı ve çile çektirmeye teşvik ediliyorlardı. Önceden kutsal olan, şimdi lanetli olmuştu. Yortularda kediler halk önünde diri diri yakılıyordu. Güya İsa'nın düşmanlarını ortadan kaydırmaya yönelik korkunç girişimin parçası olarak rahipliğin teşvikiyle yüz binlercesi çarmıha gerilmiş, dövülmüş, kavrulmuş, kilise kulelerinden fırlatılmış, derileri yüzülmüştü.
Sayfa 22
Kedi Niye Mırlar?
Aslında cevap ilk bakışta gayet bariz görünüyor. Mırlayan kedi halinden memnun kedidir. Şüphesiz doğrudur bu, değil mi? Halbuki, hayır, değildir. Gözlemler tekrar tekrar göstermiştir ki büyük acı çeken, doğum sancısı gelen, yaralanmış, hatta ölmekte olan kediler bile yüksek sesle, uzun uzun mırlarlar. Oysa bu kedilerin hallerinden memnun oldukları
Sayfa 31-32
Reklam
33 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.