Kefendeki Misket

Yunus Emre Özsaray
karanlığı görmek, insanı gözlerinin açık olduğundan başka neyden emin kılardı ki?
Korkularımla baş başa yaşamak bana daha kolay geliyordu. Daha fazla, en çok, en büyük korkunun sahibi olmak istiyordum. Bunun can yakan bir tarafı vardı. Korku sancılarımı unutturuyor, çemberine alıyordu beni.
Sayfa 72 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Söylenenler doğru ise gençliğinde sözü geçen bir insanmış. Düzeltmeye çalışmış birçok şeyi ama gücü yetmemiş, bıkmış usanmış. Yanında eyvallah diyenlerin, ayrılınca yine bildiğini yaptıklarını görmüş. Sonra kendisini çekmiş kalabalıktan.
Sayfa 118
Saklanacak bir yer bulsam, ah küçülsem, küçülsem de şu kitapların içine girsem. "Sahi kitapların içine girsem büyük adam olur muyum?"
Sayfa 94
"Doktor bey şu adamı görüyor musunuz?" dedi beni işaret ederek. Sırtı bize dönük... Bir şeyler okuyormuş gibi aynada bizi izliyor. Bizi aynadan izliyor. Belki de onun gözünde aynaya yansıyan kelimeleriz. Gözlerine bakıyor musunuz? Olanı biteni anlamaya çalışıyor. Okumaktan aklını kaçırmış gibi. Aynayı kağıt parçası, bizi de yazı sanmasın.
Sayfa 101
Bir ağlayabilseydi çocuk, o zaman yangın yerine dönerdi şehir.
Sayfa 87 - İz YayıncılıkKitabı okudu
Reklam
İnsan sevdiği işi yapmalıydı dünyada. O zaman, çalışmış bile sayılmazdı.
Sayfa 47 - İz yayıncılıkKitabı okudu
Tahir'in böyle bir illeti olsa da işini iyi yapardı. Kimseye hakkını yedirmeyen bir tarafı vardı, kimsenin de hakkını yemezdi. Bir boyacının işini iyi yapmasının önemli olduğunu düşünüyordu. Yüzlerinden tanıyamadığımız insanları, ayakkabılarından tanıdığını söylüyordu. Aklı başında olduğu zaman anlattı bunları. Ya da benim aklımı kaçırdığım bir andı, şimdi hatırlamıyorum.
Sayfa 16
Ruh Dilinden Konuşmalar
Ben aynada kendini göremeyenlere düşmanım biliyor musunuz?
Sayfa 101 - İz yayıncılıkKitabı okudu
“Sahi kitapların içine girsem büyük adam olur muyum?...”
Reklam
en içten saygılarımı sunarım efendimi. bir paket sigara, çakmak, küllük, kalem, kağıt, çay ve ben. işte ben canım, hani görmezden geldiğiniz sokak serserisi yok mu, ta kendisiyim.
İnanır mısın şu an o harf denen karaltılar ortadan kalkacak olsa tepetaklak buraya düşerler. Ne yazık ki buraya düştükleri anda başkaları için yazıya dönüşürler. Böylece evet belki seni bulurlar ama kendileri kaybolurlar. Orada kalırlarsa yazının dışında olurlar, seni görürler fakat bulamazlar. Anladın mı? Boş lıkırtı, bir şey anlamadım.
Gömülü olduğum kitaptan kalktım. “Kalktım mı yoksa dirildim mi?...”
İnsanların bekledikleri gelince beklenmeyeni unutuyorlar.
Sayfa 94 - İz yayıncılıkKitabı okudu
Aylak
Çalışmak isteyene iş çok, iş arayana çalışacak yer yok.
Resim