Astronomi öğrencisi Mete, okulun düzenlediği Urfa gezisi listesinde isminin olduğunu hatta geziye hak kazanan öğrenciler arasında yakın arkadaşlarının da bulunduğunu öğrenince çok mutlu olur.
Üç gün sürmesi planlanan gezi, klasik olarak güzel başlar. Oysa Mete'nin daha başka planları vardır. Urfa'da hikâyesini duyduğu eski bir konağı ve konaktan izlenen yıldızların cazibesini birebir görmek için can atmaktadır. Arkadaşları Günay, Mehtap ve Mustafa'yı da yanına alarak gezinin ikinci gecesinde soluğu konakta alırlar.
Eski konağa adım atar atmaz aslında doğal olmayan ve ürkütücülüğünün alenen damarlarına işlediği bir ortamın içine girdiklerini fark ederler ancak merak, her zaman korkudan üstün gelir misali konağı turlamaya başlarlar. Son olarak çatı katını da gezip sonrasına bakacaklardır ancak çatı katındaki çalışma odası, buldukları günlük onları yeni bir merakın gizemli dünyasına davet eder.
Yıldırım Akarsu isimli astronomun günlüğü dört arkadaşa dönüşü olmayan, karışık, korkutucu, sayfalar ilerledikçe dehşeti açığa çıkaran anıları iliklerine işletircesine anlatmaya başlar. Satırlar okundukça gerçek hayat ile Kefensizler Mezarlığı sakinlerinin karanlık hayatı birbirine karışır, bu karışma sona yaklaştıkça onları umutsuz bir mücadelenin yine karanlık ortamına hapseder...
Dilerim ki filmi çekilir ;) O kadar iyiydi...
Kayahan Demir'den idi.
Gençliğimin ilk yıllarından itibaren yazarın da kitabın da belirttiği gibi korku hikayeleri, paranormal olaylar, görünmeyen varlıklar ve metafiziksel olaylara hep ilgi duymuşumdur. İşte bu kitap da hem korku, hem
