Uzun zamandır kendime itiraf etmeye çalıştığım bir şey vardı. Bunu itiraf etmek benliğimi, ardından da içeride sakladığım yerde yetiştirdiğim gururumu incitecekti. Yaralanacaktık. Bıçağın keskin ucu boynuma dayanmış, nabzımın attığı yerden zorlamaya başlamıştı beni. Artık bunu kendime itiraf etmenin zamanı gelmişti.
Ben kimsesizdim.
Kendi mezarımı, kendi içime kazmıştım.