“Sandalye için uygunsunuz,” dedi ergoterapist. Yüzündeki gülümsemeyle sözlerine bir ‘iyi haber’ havası katmak istemişti; oysa benim kulağıma bir hüküm gibi gelmişlerdi. Bir anda korkutucu gerçek önümde belirmişti. Bir atom bombasının patlaması gibi yok edici, kör ediciydi. Bir giyotinin bıçağından daha keskindi.